Bilim ve özelliklede Tıp insanlarının halâ üzerinde çalıştıkları ve her gün yeni bir nüansını yakaladıkları insanın en önemli olmazsa olmaz unsurları nerdeyse her gün keşfedilmeye devam ediyor ve yeni bir özellikleri ile bizleri şaşırtmaya devam ediyorlar.
Birbirinden ayrı gibi duran fakat birbirine sıkı sıkı bağlı bulunan ruh, beden, akıl ve kalp insan yaşamının yönlendiricisidir.
Birbirinin tamamlayıcısı gibi görünen bu dörtlü aslında insanı ele geçirmede insanı kendi yönüne çekmede müthiş bir savaş halindedir.
Her birinin insan üzerinde ayrı ayrı etkisi getirisi faydası olan bu dört bileşenimiz kendi aralarında bizi ele geçirme gayretini ömrümüz boyunca sürdürürler.
Ruhumuz bizim fiziksel olmayan yönümüz yani özümüzdür.
Moral motivasyonumuz ruhumuzun coşku moduyla ilgilidir ya bizi coşturur ya da bizi bir güreşçinin minderde tuş olduğunda pes oluşu gibidir.
Bedenimiz bizim fiziksel dış görünüşümüz gibi gözükse de tüm organlarımızın toplamıdır, bedenimiz ona ne kadar iyi bakmamızla ilgili oranda dinç kalır ya da çöker.
Bazılarımız yaşımızdan daha genç gösteririz bazılarımız yaşımızdan daha yaşlı dururuz bunun sebebi beslenme bulunulan ortam yaşam koşulları stres tabii ki egzersiz ve sporla eş güdümlüdür.
Kalbimiz ise kan dolaşımını sağlayan çok sağlam kas gurubundan oluşan bir pompa gibi gözükse de vücudumuzun ana sigortasıdır durduğu an dünyadaki fiziki varlığımızı sona erdiren çok önemli bir parçamızdır.
Akıl ise insanların birbiriyle iletişimlerinin nesnel boyutudur.
Bizler aklımızı kullanmada birbirimizden çok farklıyızdır akıl zekayla ışıldar.
Kısacası ruh beden kalp ve akıl insanı ele geçirmede öne geçme uğraşı içindedir.
Bazen ruhumuza uyarız bazen bedenimizin enerjisiyle bazen kalbimizin bizi yönlendirmesiyle bazen de aklımızla karar veririz.
Bütün bunlara ilişkin olarak doğruyu ya da yanlışı başarıyı ya da başarısızlığı mutluluğu ya da mutsuzluğu seçmiş oluruz.
Dünyaya gelişimizden ve özelliklede kendimizi bilmeye başladığımızdan itibaren bu dörtlünün bizi etkilemesiyle kararlar verip yol alırız.
Burada mühim olan bu dörtlünün kendi aralarındaki savaşta zayiat almadan yolumuza devam etmemizdir.
Bazen ruhumuz bedenimizin önüne geçme çabasındadır bazen de bedenimiz ruhumuza inat karşıtlıktık gösterir.
Kalbimiz ise herhangi bir işte özelliklede karşımızdaki insan ya da insanlarla ilgili yönlendirmede başroldedir.
Aklımız ise bizim projektörümüzdür kararlarımızda en sağlıklı kararları vermemizi sağlar.
Aklımızı zekaya dönüştürmek ise tamamen kendi yeteneğimiz irademizle ilgilidir.
Bu dörtlüde asla zaafa yer yoktur özellikle mesleki başarıları ve kariyerli kadınları ele geçirmeye çalışan kendi yörüngelerinde tutmaya çalışan maddi manevi kâr peşinde olanlar bu kadınların ruhlarında moralsizlik bedenlerinde ise aşağılama kalplerinde sahte umut ve akıllarında karışıklık meydana getirerek kendilerine maddi manevi çıkar peşindedirler.
Birçok zorluğu aşabilmiş başarılı ve kariyerli kadınlar ruhlarını temiz tutarak bedenlerinin fizikken çalışır şekline devam ederek kalplerinin realist yönüne kulak verip akıllarını zekalarıyla parlatarak kimsenin esiri olmazlar.
Ruhumuz bedenimiz kalbimiz ve aklımız bütünleşerek doğru rotada bizi doğru hedefe götüreceklerdir yeter ki kimsenin bu dörtlü kıymetli unsurumuzu esir alarak zekamızı köreltmesine izin vermeyelim.
Gönlünüz ruhunuzla coşsun bedeninizle ışık saçsın kalbinizle mutlu olsun aklınız zekanızla parlasın.