Ailece akşam yemeği yiyoruz.
Bir yandan da haberleri izliyoruz.
Daha ilk haber içimizi karartı.
Başbakan Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki Bozkurt polemiği yaşanıyor.
Başbakan Erdoğan, Bahçeli’ye “Bozkurtlarla mı dolaşıyorsun, bozkurtların hayırlı olsun. Ben eşrefi mahluk olan insanla dolaşırım” diyor.
Bahçeli boş durur mu?
“Ben bir Bozkurt olarak elbette Bozkurtlarla dolaşıyorum. Ama senin etrafında eşrefi mahluk olarak gördüklerin aslında esfeli safilindir. Sen onları iyi bilirsin” diyerek cevap veriyor.
Bu haber biter bitmez bu kez YGS’de yaşanan haber ekranlara geliyor. Şifre skandalı ile ilgili ülkenin dört bir yanında eylem var. Liseli gençler protesto, polis ise onları copluyor. Yer yer kan dökülüyor. Daha bu skandal bitmeden İzmir’de ALES sınavı patlak veriyor. ÖSYM tarafından düzenlenen Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı’nda soru kitapçığı skandalı yaşanıyor. Kitaplar kaşıyor, yaklaşık 500 öğrenci mağdur ediliyor.
Tamam artık “Güzel haberlere sıra geliyor” dediğimiz anda bu kez de Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı ve herkesi derinden yaralayan karar öfkemizi arttırıyor.
YSK’nin kararı nedeniyle Güney ve Doğu Anadolu bölgelerinde şiddetli protesto gösterileri düzenleniyor. Gösterilerde 18 yaşında bir genç ölüyor, polis ve göstericilerden yüzlerce yaralı var. Yakıp yıkılan işyeri ve araçların yanı sıra bu kez de yüzlerce kişi gözaltına alınıyor.
Haber okunurken kızım devreye girdi. “Yeter baba. Artık kapat şu televizyonu. İçimiz karardı. Ben niye bu ülkede doğdum” dedi.
İnanın verecek cevap bulamadım.
Neden?
Çünkü yukarıda sıraladığım haberlerin tümü istesek yaşanmayabilirdi.
Örneğin Bahçeli ve Başbakan Erdoğan daha dikkatli bir dil kullanabilirdi.
Veya YSK yasak kararından önce adaylardan belgeleri isteyebilirdi.
Neden ülkenin bu kadar karışmasına neden olduktan sonra geri adım attı.
Sonrasında hangi haberler geldi ekrana bilmiyorum. Ama muhtemelen yine acı ve gözyaşı haberleri ardı ardına geldi.
Özetle, kendi kendimize huzursuzluk çıkarıyoruz. Yetkili ve etkili kişiler kullanacakları kelimelere dikkat ederse, basın mensupları haberleri daha dikkatli verirse ve kamuoyu da daha ılımlı olursa tüm bu hoş olmayan olayların önüne geçilebilir. Kızım da “Neden bu ülkede doğdum?” demeyecek. Yoksa yanılıyor muyum?