Her defasına lanetledik, kınadık. Ama bir arpa boyu yol gidemedik. Hiçbir önlem alınmadı, hiçbir şey değişmedi. Futboldaki kaos ve kavga sonunda hakem Halil Umut Meler’in yüzünde patladı. Bunda kimlerin mi payı var? Futbolu bir spor ve eğlence olarak görmeyen, sadece başarıya endekslenmiş (Vur-kır-parçala, bu maçı kazan) diyen seyircinin. Her pozisyonda hakemin etrafını sarıp itiraz eden ve tribünleri galeyana getiren futbolcunun. Kendini geliştirmeyen hakemin. Her kötü sonuçta kendi başarısızlığını örtmek için hakemlere, rakip kulübe ve federasyona yüklenip taraftarının gözünü boyamaya çalışan yöneticinin. Hiçbir radikal karar almayan, sadece günü kurtarmaya çalışan Futbol Federasyonunun. Futbola siyaseti bulaştıran politikacıların. Raiting ve tiraj uğruna kulüp amigoluğuna soyunmuş spor medyasının.
Artık yeter! Türkiye Spor Yazarları Derneği olarak kendimize de pay biçerek bu bir milat olsun diyor ve düğmeye basılmasını talep ediyoruz. Artık Türk futbolunda yeni bir sayfa açılmasını istiyoruz. Hangi kesim olursa olsun, bunu yapmayanların artık peşinde olacağımızı kamuoyunun bilmesini istiyoruz.
Tekrar ediyoruz. Lanetleme, kınama devri geride kalmıştır. Devir hep birlikte eli taşın altına sokma devridir. Biz sonuna kadar varız. Ya siz?
Malumunuz pazartesi akşamı Ankaragücü-Rizespor maçından sonra yaşananlar Türk futbol tarihine kara leke olarak yazıldı. Maçtan sonra Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, sahaya girerek hakem Halil Uğur Meler’i yumrukladı. Yumruğun etkisiyle yere düşen Meler’i Başkan’ın yanındaki kişiler de tekmeledi. Görüntüleri izlerken kanım dondu. Nasıl böyle bir şey olur dedim? Ancak çarşambanın gelişi perşembeden belliydi. Yani kulüp başkanları, yöneticilerin son haftalardaki açıklamaları böyle bir olayın yaşanacağını bize gösteriyordu. Sonunda olan oldu dünyaya rezil olduk. Başkan Koca cezaevine girdi, hakem Meler hastanelik oldu. Ligler süresiz ertelendi, Türk futbolu büyük bir yara aldı. Kınamalar arka arkaya yapıldı.
Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Merkezi’nin bildirisi en dikkat çekici olandı. Açıklamasını da yazımın girişinde olduğu gibi verdim. Maalesef bu olayların yaşanmasında hepimizin suçu var. Kimse kendisini bundan sıyıramaz. Umarım ve dilerim bu bize ders olur, milat olur.