Antalya Barosu?nda seçim heyecanı sürüyor.
Genel kurul öncesi ?Etkin Baro? adı altında toplanan bir grup avukat, kendi adaylarını belirlemek için sandığa gitti.
Yapılan ön seçimde Turgay Soyer 369 oy aldı. 700 avukatın oy kullandığı seçimlerde Musa Demircan 171, Baştuğ Çalışır 120, Murat Bulat ise 47 oy aldı.
Yani bir diğer değişle Turgay Soyer?in Baro Başkanı olması için önünde neredeyse bir engel kalmadı. Adaylar, ön seçimden birinci çıkan adaya destek vereceğini açıklanmıştı. Bu yönde gurup kararı da alınmıştı. Şimdi Musa Demircan, Murat Bulat ve Baştuğ Çalışır?ın bu sözünde durup durmayacağı merak ediliyor. Kulislerde Murat Bulat?ın gurup kararına rağmen aday olmak istediği söylentileri dolaşıyor. Bulat, ?Herkes kucaklayacak bir aday olsun talebi doğrudur, ama tamamlayıcı değildir. Antalya Barosu?nda diri ve etkin kılacak bir durum yaratılmalıdır? diyerek, ferdi hareket edeceğinin sinyalini verdi.
Ayrıca Baştuğ Çalışır?ın da ferdi hareket edebileceği veya bir başka adaya destek verebileceği konuşuluyor. Bu iddia ne kadar doğru bilmiyorum. Ancak ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Ön seçim öncesi verilen sözlerin unutulduğunu duymak hoş değil. Eğer bu duyduklarım doğruysa Bulat ve Çalışır meslektaşlarının gözünde prestij kaybeder. Ayrıca sözünü tutmayan avukat olarak hatırlanacaklar.
Şahsen ben de Turgay Soyer?in Baro başkanlığı yapmasına sıcak bakarım. Üye sayısı bakımından Türkiye?nin dördüncü barosu durumundaki Antalya Barosu?nu Antalya?yı iyi bilen, Antalya ile bütünleşen, Sivil Toplum Kuruluşlarıyla arası iyi olan, çevresinde sevilen biri olmalı. İşte tüm bu özelliklerin Turgay Soyer?de olduğunu biliyorum. Bu nedenle de Soyer?in seçimlerden galip çıkmasını arzu ediyorum. Bu yazıyı birilerini etkilemek için kaleme almadım. Sadece doğru bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum. Bunun da böyle bilinmesinde yarar var.
Her şeyi biz biliyoruz!
Dünya Kupası sona erdi.
Bir ay süreyle ekrana kilitlendik. Tam 64 karşılaşma seyrettik. Önceki gün de İspanya-Hollanda final maçıyla biz de tatile çıktık.
İspanya tarihinde ilk kez kupayı kaldırdı. Hollanda ise yine bir finali kaybetmenin üzüntüsüyle evine döndü. Almanya ise şampiyonada üçüncülük kupasını aldı.
Şampiyon olan İspanya?yı Vicente Del Bosque, üçüncü olan Almanya?yı ise Joachim Löw çalıştırıyor.
Del Bosque bir dönem Beşiktaş?ı, Löw ise Fenerbahçe?yi çalıştırdı.
Hatırlıyorum da iki teknik adam da Türk basını tarafından yerden yere vuruluyordu. Bir an önce gönderilmesi için adeta ağız birliği yapılmıştı. Sonrasında iki teknik adam eleştirileri de dikkate alarak ülkelerine döndü. Döndükten sonra milli takımlarının başına geçtiler. Birisi dünya şampiyonu, diğeri ise dünya üçüncüsü oldu. İster istemez de o günlerde eleştiri bombardımanı yapanların bugün ne düşündüklerini merak ediyorum. Acaba vicdanen rahatlar mı? Ya da bu işi bilmediklerini itiraf ederler mi diye düşündüm.
Etmeyeceklerini iyi biliyorum. Tam tersine yeni gelenlere de aynı davranıyorlar. Örnek Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard. Barselona?yı Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapan Rijkaard yapılan eleştiriler bu zat-ı muhteremlerin pişkinliklerini ortaya koyuyor.