Antalyaspor, sezona Avrupa hayaliyle başladı.
Bu nedenle büyük bir borç yükünün altına girerek dünya yıldızlarını kadrosuna kattı.
Sözünü ettiğimiz yıldızlar öyle sıradan futbolcular değildi.
Samir Nasri ve Menez malumunuz dünya futbolunda söz sahibi oyuncular.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, gelen oyuncular istenileni veremedi. Aksine kırmızı beyazlı takıma tarihinin en zor dönemini yaşattılar.
Tabi sonrasında başkan Ali Şafak Öztürk’ün görevi bırakması, teknik direktör Leonardo’ya görevi bıraktırması Antalyaspor’u karanlık bir çıkmaza soktu.
Sonrasında bir ışık doğdu. “Antalyaspor nereye gidiyor?” sorularının sıkça dillendirildiği bir dönemde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in de çabalarıyla Cihan Bulut başkanlık için aday oldu. O’ndan başka aday da çıkmadı. Bu kadar borç yükünün olduğu bir kulübe aday çıkması da düşünülemezdi.
Genel kurul yapıldı ve Cihan Bulut ekibiyle Antalyaspor’un başına geçti.
Tabi elde avuçta para yok. Birçok futbolcu gitmek için kapıya dayandı. Herkesin bağrına bastığı Samuel Eto’o bile takımı sattı ve rakibi Konyaspor’a gitmek için huzursuzluk çıkardı. Nasri, Menez, Eto’o gibi yıldızlar gitti, yerlerine ise Hakan Özmert ve Souleymane Doukara geldi. Başka takviye yapması da mümkün değildi. Zira yukarıda belirttiğim gibi elde avuçta para yoktu.
Tabi bunlar yaşanırken birileri Antalyaspor’u PTT 1. Lig’e postaladı bile. Ancak hesaba katmadıkları bir şey vardı. O da Antalyaspor camiasının birlik-beraberliğiydi. Zira bu kentin tek yumruk olduğunda neler yapabileceğini bilen biliyor. Nitekim öyle de oldu.
Kısıtlı kadroyla, maddi sıkıntılarla boğuşan Antalyaspor, teknik direktör Hamza Hamzaoğlu yönetiminde ligin ikinci yarısına start verdi. İlk rakip Beşiktaş’tı. Hamza’nın aslanları canla-başla mücadele etti, ancak yenilmekten kurtulamadı. Ardından zorlu Akhisar deplasmanı. Futbolcular bu kez rakibini elinden kaçırdı ve uzatma dakikalarında yediği golle bir puana razı oldu. Bu iki maçta kırmızı beyazlı futbolcuların ortaya koyduğu futbol gelecek için umut vericiydi. Bir hafta sonra Malatyaspor karşısında alınan 3-1’lik galibiyet bunun ispatı gibiydi. Ardından oynanan 3 maçta Antalyaspor bir galibiyet, bir beraberlik ve bir yenilgi elde etti. Her ne kadar orta şekerli bir periyot gibi gözükse de alınan sonuçlar Antalyaspor camiasına umut verdi. Şu anda da kırmızı beyazlı takım 25 puanla 14. sırada. Bir diğer anlamda düşme hattının iki basamak üzerinde.
Antalyaspor, Pazar günü kritik bir maça daha çıkıyor. Kırmızı beyazlı takım, ligin güçlü ekiplerinden Sivasspor’u ağırlayacak. Bu maçı kazanırsa rahat bir nefes alacak. Tabi bunun için taraftar desteği şart. Son iki iç saha maçında üzerine düşeni fazlasıyla yapan Antalyalılar yeniden kenetlenirse Pazar gününü mutlu kapatması mümkün. O halde ne duruyoruz. Pazar günü kimseye randevu vermeyin ve Antalyaspor için Arena Stadı’nın yolunu tutun. Bekliyoruz.