29 Mart yerel seçimlerini hepiniz hatırlarsınız.
CHP’nin adayı Mustafa Akaydın Hoca, seçim vaatleri arasında 100 bin kişiye iş sözü vermişti.
Seçimi kazındıktan sonra da “Ben 100 bin demedim. Bir sıfır fazla yazmışlar” diyerek kendini savundu. Ancak bu savunma üzülerek belirtmeliyim ki kendisini gülünç duruma düşürdü. Hoca o günden beri gittiği her yerde de bu soruyla karşılaşıyor. Tıpkı önceki gün olduğu gibi.
V TV’de Ali Buldu’nun hazırlayıp sunduğu Yüksek Tansiyon Programına katılan Akaydın’a, “100 bin kişiye iş” sorusu tekrar soruldu.
Akaydın’ın verdiği cevap gerçekten hayret vericiydi.
Bakın Hoca ne cevap verdi: “Ben göreve gelirken 4 tane vizyon projem vardı. Üniversite kenti, sağlık turizmi başkenti, emekli kenti, güneş kenti Antalya. Ama bu projelerin devreye girmesi uzun yıllar alır. Girdiğinde de 100 bin kişi istihdam edilir. Ben 100 bin kişiye iş vereceğim demedim, bu projeler sağlanırsa dedim” şeklinde cevap verdi. 100 bin kişi demedim bir sıfırı fazla atmışlar ifadesi hatırlatılınca da Akaydın, “Ben 10 bin de değil 5 bin kişiye iş vaadinde bulundum. Bunun da 3 binini gerçekleştirdim istihdam ofisi aracılığı ile. 9 bin talep var sırada. Başbakan vaat edebilir mi ki 100 bin kişiye iş, ben vaat edebileyim” dedi.
Bedava elektrik vaatleri hatırlatılınca ise, “Elektrik enerjisini bedava dağıtacağım diye bir söylemde de bulunmadım” diye konuştu.
Evet, Hoca 10 bin kişiye de iş sözü vermemiş. Sadece ve sadece 5 bin kişi demiş.
Bu duruma sadece gülüp geçiyorum. Bu tek kelimeyle halkla dalga geçmektir. Seçim öncesi verdiği sözleri yerine getiremeyip türlü bahaneler üretmek bir başkana hiç ama hiç yakışmıyor.
İş ve bedava elektriği inkar eden Hoca, “CHP’li belediye başkanlarıyla soğuk savaş devam ediyor mu?” diye sorulunca, “Soğuk savaş hiçbir zaman olmadı. Savaş yok ki olsun” diyerek bunu da yalanladı. Sonra, “CHP, fikir özgürlüklerinin ve tartışma ortamının olduğu geleneksel olarak en çok yaşandığı bir partidir. Bunun yeri de danışma kurullarıdır. İçerde tartışılır ama dışarıya çıkınca da kolkola yanyana görüntü verirsiniz. Bunlar içeride kalır. Ben kendi parti içinde birçok fikir ayrılığı yaşıyorum. Benim tartışma özgürlüğümü kimse elimden alamaz. Ama bir şekilde sızdırılıyor. Sızdıranlara bakmak lazım. Sızdıranları ayıplıyorum” dedi.
Hoca, “Hem savaş yok” diyor hem de bazı tartışmaların sızdırıldığını söylüyor. Sonra da bunları ayıpladığını ifade ediyor. Bu sözleri bir kavganın olduğunu göstermeye yetmiyor mu sizce?
Özetle, Hoca bundan önce olduğu gibi bundan sonra da verdiği sözlerin çarpıtıldığını söyleyecek. Zira bugüne kadar böyle yaptı. Maalesef kendini aklamaya çalışırken aslında her geçen gün biraz daha battığının da farkında değil. Verdiği sözler nedeniyle düştüğü durum hiç hoş değil. Kendi adıma bu olaylara üzülüyorum.