Yazılarımı takip edenler bilir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın?ı eleştiren gazetecilerin başında gelirim.
Yine beni okuyanlar bilir ki ben öyle boş yere eleştirmem.
Kendimce yanlış bulduklarımı gündeme taşır, eleştiririm. Sert muhalefetimden dolayı da bana ?yandaş? yakıştırması bile yapıldı. Bu yakıştırmadan dolayı elbette üzüldüm. Ancak kızmadım. Zira eleştirenler, eleştirilmeyi de hazmetmeli.
***
Son zamanlarda Başkan Mustafa Akaydın?a haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
Neredeyse söylediği her söz, attığı her adım eleştiri konusu oluyor. Oturması, kalkması, yürümesi, konuşması kısacası ne yapsa haber oluyor.
Bazı gazeteciler de her gün Akaydın?ı yazıyor, yerden yere vuruyor.
Adeta Akaydın?la yatıp, Akaydın?la kalkıyorlar.
Açık söylemek gerekirse bazı meslektaşımız da sırf eleştirmiş olmak için eleştiriyor. Eleştirilerini sağlam temellere dayandıramıyor. Bu da bana göre Akaydın?ı bırakın yıpratmayı tam tersine güçlendiriyor. Yani okuyucu boş yazılar karşısında Akaydın?a haksızlık yapıldığını düşünerek yanında yer alıyor.
Yanlış yapıyorsa Akaydın?ı elbette eleştireceğiz.
100. Yıl, Ramada, Mardan, Oktoberfest, Halkkart ve bunun gibi birçok konuda Akaydın?ı eleştirebiliriz. Eleştirdik de. Kimsenin bu konularda itirazı yok. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi yaşanan her olayı Akaydın ile ilişkilendirmek haksızlıktır. Eleştiri yaparken vicdanlı olmak gerekir. En azından empati kurulmalı. Böyle davranılması durumunda okuyucu daha çok dikkate alır.
***
Muhalefet ve basının hedefi haline gelen Akaydın partililerinin de desteğini göremiyor. Kendi partisinden olan başkanlarla arası açık olan Hoca?ya maalesef partilileri bile kendisine sırt çevirmiş durumda. Tüm saldırılara rağmen ayakta durmaya çalışan Akaydın?a bugüne kadar CHP?den birinin çıkıp savunduğuna tanık olmadım. Aynı durum diğer başkanlar için geçerli değil. Örneğin Muratpaşa İlçe Başkanı Ercan Erkan, her fırsatta ortaya çıkıp Süleyman Evcilmen?e yöneltilen eleştirilere göğüs geriyor. Akaydın?ın ise adını ağzına alan yok. Acaba neden?