Yeni İleri Gazetesi’nde işe başladığım ilk yıllarda teknoloji bu kadar yaygın değildi.
Bir haber için saatlerce arşivden fotoğraf arardık. Bulamayınca çıkar o fotoğrafı bulur çekerdik.
İstihbarat şefimiz Ayşe Doğan o tarihte hamileydi. Rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı. Hastanede ziyaretine gitmiştik. Bize sürekli hamile fotoğrafı lazım olduğundan Ayşe abladan izin alıp bir fotoğrafını çektik. Sonrasında bütün hamile haberlerinde Ayşe ablanın fotoğrafını kullanmaya başladık.
Yine çocukluğunda çobanlık yapan Süleyman Gezici abinin hayvanları otlatırken bir fotoğrafı vardı. Hayvancılıkla ilgili ne zaman bir haber düşse ajanstan Süleyman abinin fotoğrafı yetişirdi imdadımıza.
Tüm bu anlattıklarım 16 yıl önce yaşandı. O tarihte teknoloji bu kadar ileri değildi. Yukarıda dile getirdiğim gibi bir fotoğraf buluncaya kadar adeta akla karayı seçiyorduk.
Şimdi öyle mi?
Bir fotoğraf mı lazım?
Yaz google istediğin fotoğrafı, hemen karşında.
Bunları niye yazdım.
Dün Akdeniz Manşet Gazetesi’nin manşetinde “Yalancının mumu!” diye bir haber vardı. Büyük bir habercilik başarısı gösteren İstihbarat Şefimiz Şükrü Ağırman, Büyükşehir Belediyesi’nin her fırsatta kullandığı bir fotoğrafın perde arkasını açığa çıkardı. Büyükşehir Belediyesi uzun bir süredir süt içen bir çocuğun fotoğrafına yer veriyor. Bu fotoğraf kimi zaman bilboardlarda kimi zaman da Büyükşehir’in gazetesinde çıktı karşımıza. İşte bu fotoğrafı araştıran Şükrü Ağırman çok ilginç bir detaya ulaştı. Meğer bu fotoğraf iki yıl önce çekilmiş. Üstelik de fotoğrafta yer alan çocuğa bugüne kadar hiç ama hiç süt verilmemiş. Hatta komşularına da süt verilmemiş. Yani anlayacağınız bu minik çocuk reklam amaçlı kullanıldı. Üstelik de çocuğun ailesi de olaydan habersiz. Bu durumda Büyükşehir Belediyesi bana göre hem ayıp etti, hem çocuğun ve ailesinin gururuyla oynadı, hem de suç işledi. Ayrıca Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkilerde çalışan 20 yakın arkadaş süt verildiği iddia edilen 16 bin çocuktan birinin fotoğrafını çekememiş mi?
Çocuğun annesi Hülya Şemsinur Kul, haklarını arayacaklarını söyledi. Haksız da değil. Neden kendini kullandırsın ki. Herkesin Anne Kul gibi duyarlı olması gerekmez mi?
Evet, sevgili okurlar. 16 yıl önce fotoğraf bulamazdık. Ve çoğu zaman kendi fotoğraflarımıza gazetede yer verirdik. İşte Ayşe abla ve Süleyman abi bunun canlı örnekleri. Hiçbir zaman kimseyi küçük düşürme gibi bir niyetimiz olmadı. Ancak bugünkü teknolojiye rağmen Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığını duyunca şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Sizce haksız mıyım?