Son zamanlarda Büyükşehir Belediyesi, Akdeniz Manşet Gazetesi?ne yönelik planlı bir saldırıya geçti.
Planlı diyorum, zira üst üste yaşanan gelişmeler bize böyle düşünmeye sevketti.
İlk olarak İstihbarat Şefimiz Şükrü Ağırman Büyükşehir Belediyesi?nden kovuldu. Kovdurtan kişi Başkanın eşi Günseli Akaydın olunca şok olduk. Şok olmamızın nedeni ilk kez böyle bir olayla karşılaşmış olmamızdı. Daha önceki belediye başkanların eşi, bırakın bir gazeteciyi kovdurtmayı, hiçbir kimseye yan bile bakmadılar. Hatta birçoğu zorunlu olmadıkça belediye binasına bile girmedi. Anlaşılan o ki Günseli hanım belediyenin kamusal alan olduğunu bilmiyor. Değilse neden birini kovdurtsun. Üstelik bu kişi kamu hizmeti yapan bir gazeteciyse.
***
Aslında Günseli hanım bir gazeteciyi kovdurtarak bize değil, tam tersine hayat arkadaşı Mustafa Akaydın?ı zor durumda bıraktı. Bir insan istese birine bu kadar zarar veremezdi. Yaşanan bu olay neredeyse bütün gazete ve internet sitelerinde yer aldı. Bazı televizyonlar olayı birinci haber olarak verdi. Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, olayı kınayan bir açıklama yaptı. Yine diğer siyası parti temsilcileri ve kamuoyu olaya tepki gösterdi. Özetle, yaşanan olaylar Akaydın çiftini zor durumda bıraktı. Böyle olmasını şahsen istemezdim. Aydın geçinen birinin basına tahammül edememesi düşündürücü.
***
Gelelim bir başka olaya.
Geçen gün muhabirlerimizden Esra Altunkes, tramvay durağında yer alan bilet gişesinde oluşan kuyruğu fotoğraflamak istedi. Tam deklanşöre basacağı sırada önünde Büyükşehir Belediyesi?nde görevli güvenlikçiyi görür. Fotoğraf çekmesi engellenir ve niçin fotoğraf çektiği sorulur. Altunkes de gazeteci olduğunu söyler. ?Hangi gazete? der güvenlikçi. ?Akdeniz Manşet? cevabı alınca hemen ?Dur o zaman. Belediyeye sormam lazım? diye çıkışır. Telsizle belediyeden bazı görevlilerle görüşen güvenlikçi daha sonra muhabir arkadaşımıza gitmesi gerektiğini söyler. Tabi arkadaşımız da sorun çıkmasın diye ağız dalaşına girmeden büroya döner.
Bu iki çirkin olay gösteriyor ki bize karşı planlı bir saldırı var. Bu saldırıların devam edeceği de görülüyor. Ancak, herkes çok iyi biliyor ki bu tür saldırılar bizi bırakın yıldırmayı, tam tersine daha çok ateşliyor. Bilmem anlatabildi mi?