Gün geçmiyor ki bir zam haberiyle uyanmayalım.
Zamlar öyle eskiden olduğu gibi yüzde 5, 7, 10 oranında da değil.
Yüzde 50 yapıldığında ‘oh’ diyecek duruma geldik.
14 Mayıs seçimleri öncesi 18,50 kuruş olan motorinin litresi bugün 40 lira civarında. Yani 3 ay gibi kısa bir sürede yüzde yüzün üzerinde artış var.
Akaryakıta gelen zam haliyle diğer bütün ürünlerde de artışa neden oluyor.
Antalya’da toplu ulaşıma son yapılan zam oranı yüzde 56.
Taksimetre ücretlerine ise ortalama yüzde 25 zam yapılırken, taksimetre açılışı 14 TL ve indi bindi ise 50 TL oldu.
Yarın okullar açıldığında servislere de ciddi oranda bir zam yapacak. Okul yüzde 200’ün üzerine çıkan kırtasiye masrafları ailelerin belini iyice bükecek.
6 liradan satışa sunulan 210 gram ekmek fiyatı 7,5 liraya çıkartılırken 280 gram ekmek ise 10 TL oldu.
Tarımın başkentinde domatesi 35, taze fasulyeyi ve bamyayı 100 liraya yiyoruz.
Ev kiralarını ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Yüzde binlere ulaşan artışlar ev sahibi-kiracıyı sürekli karşı karşıya getiriyor. Bazen de istenmeyen üzücü olaylar da yaşanıyor.
Marketler zamların hızına yetişemeyince artık ürünlere etiket yapıştırmıyor.
Bu arada tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de ödediğimiz motorlu taşıt vergisini (MTV) bu yıl bir kez daha ödeyeceğiz.
Yukarıda bir çırpıda aklıma gelen zamları yazdım. Tüm bunlara karşılık ise emekliler bir kuruş zam almadı. Maaşının neredeyse tamamı bir ayda zamlar karşısında eridi. Gerçekten emekli maaşına, asgari ücretle geçinen bir vatandaş ay sonunu nasıl getirsin?
Lütfen artık şu futbol işine ara verin dünyanın parası harcanıyor insanlar duydukça okudukça deliriyor nerden geliyor bu paralar netice her kulübün dünya kadar borcu var biraz hayatın gerçeklerinden bahsedin harika yazı olmuş devamını bekliyoruz tüm Antalya'daki yazar arkadaşlarımızdan