AKP?nin iktidar olması halinde ?Şeriat gelecek. Türkiye İran olacak. Laiklik elden gidecek? söylemlerini hep duyduk.
Bu iddialar ortaya atılırken seçimlere gidildi. 3 Kasım 2002?de yapılan Genel Seçimlerden, AKP zaferle çıktı. AKP, seçimlerden yüzde 34.28 oy oranı ve 363 milletvekili ile çıktı ve tek başına iktidar oldu.
Gözler doğal olarak AKP?ye çevrildi. 1950?den sonra ilk kez tek başına iktidara gelen ve dinci misyonu olduğu söylenen AKP ne yapacaktı?
Söylendiği gibi Türkiye İran mı olacaktı?
Şeriat gelecek, laiklik gidecek miydi?
Bu soruların cevabını herkes gibi ben de çok merak ediyordum.
Almam gereken cevabı AKP?nin 8 yıllık iktidarında aldım.
Düne kadar bu ülkede insanlar özgürce konuşamıyordu. Konuşanlar yakalanıp günlerce işkenceye maruz kalıyordu. Sonra da ömrünün büyük bir bölümünü hapiste geçiriyordu. Şimdi ise herkes çok rahatça konuşuyor, tartışıyor. Hatta ve hatta bu ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına, bakanına hakaret bile edilebiliyor. Hem de her ortamda. ?Niye böyle konuşuldu? diye hiç kimse yakalanmıyor, hapse atılmıyor.
Kim ne derse desin Türkiye bugün çok büyük bir değişim içerisinde. Türkiye?de artık özgürce konuşulabiliyor. Eskiden Kürt sözcüğünü kullanmak bile suçtu. Kürtçe konuşanlar mahkum ediliyordu. Şimdi ise Kürtçe kanal bile var. Tüm bunlar yeterli mi? Elbette değil. Ancak belli konularda suçlanan bir partinin tüm bunları yerine getirmesi önemli bir gelişme değil mi?
Yıllarca sol partilerin hükümet olduğu Türkiye?de 1 Mayıs İşçi Bayramı?nda Taksim Meydanı?na inilemedi. Bu da AKP Hükümeti döneminde son buldu. Bu örnekler bile Türkiye?nin ne kadar önemli bir yol katettiğini gözler önüne seriyor.
Özetle, Türkiye büyük bir değişim yaşıyor. Ülkede artık daha çok özgürlük ve daha çok demokrasi var. Bunu her an, her saat an be an yaşıyoruz. Birilerinin dediği gibi laiklik de elden gitmedi. Kimse de kara çarşafa sokulmadı. Değilse AKP, 2007 seçimlerinde yüzde 47,58?le tek başına iktidara gelebilir miydi?
Bir yılı geride bıraktım
Dün Akdeniz Manşet Gazetesi?ndeki birinci yılımı geride bıraktım.
Ne de çabuk geçti zaman. Zamanın su gibi akıp geçtiğine yeniden tanık oldum.
Evet, tam bir yıl oldu Beyaz Gazetesi?nde çalışan mesai arkadaşlarımdan Ahmet Dökdök, Deniz Dökdök, Ayşe Doğan, Mustafa Gümüş, Zuhal Ataş, Mehmet Tosun, Nedim Seferoğlu, Cabir Ertuğ gibi değerli arkadaşlardan ayrılmam.
Tam bir yıl oldu Manşet Gazetesi ailesine katılmam. Bu bir yıllık süre zarfında bir an olsun desteklerini esirgemeyen Murat Çiçek, Vedat Gürhan, Murat Özgen, Şükrü Ağırman, Umut Özen, Hakkı Sargın, Esra Altunken, Derya Çiçek, Zehra Çiçek, Ramazan Bozca, Hasret Çil, Gülşen Gökkurt ile birlikte çalışmam.
Hem Beyaz hem de Manşet Gazetesi?nde kader birliği yaptığım arkadaşlarıma verdikleri destekten dolayı bir kez daha teşekkür ederim.
Yine Yeni İleri ve Beyaz Gazetesi?nden sonra Manşet Gazetesi?nde de sabırla yazılarımı takip eden siz değerli okurlara şükran borçluyum. İyi ki varsınız.