Cumartesi günü Hilal Kara ve Ergin Çevik’in Akdeniz TV’de birlikte hazırlayıp sunduğu ‘Antalya Meydan’ı adlı programın konuğu son dönemlerde sürekli gündemde olan Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’dı.
Gazeteci olarak ben de konuklar arasında yer aldım.
Kentin en sorunlu bölgesi olan Aksu’nun belediye başkanının ne konuşacağını herkes gibi ben de merak ediyordum.
İstifasından, ölüm tehditlerine varana kadar birçok konuda açıklama yapan Yıldırım, neredeyse kafalarda soru işareti bırakmadı.
Yıldırım’ın kendinden emin ve sorulara hazırcevaplılığı dikkat çekiciydi. Gerek stüdyodaki konuklar, gerekse programa telefon ve e-maille katılan seyircilerin can alıcı sorularına net ve anlaşılabilir cevaplar verdi.
Programdan sonra bazı konuklar memnun olmasa da verdiği yerinde cevaplar bana göre tatmin ediciydi. Şahsen bir gazeteci olarak söylediklerini yeterli buldum.
Göreve geldiğinden beri halkın tarafında olduğunu belirten Yıldırım’ın, sık sık parti değiştirmesi bana göre buna bir kanıt. Şöyle ki bölge insanına hizmet etme konusunda partisinden yeterli desteği göremediğinde çekinmeden istifa edebiliyor. İşte bu da istifanın altında yatan gerçekler.
İsterseniz Yıldırım’ın programda altını özellikle çizdiği bazı konulara şöyle bir göz atalım. Açıklamalardan da anlaşılacağı gibi Yıldırım çok zorlu bir bölgede başkanlık yapıyor. Bölge adeta ateşten gömlek.
Aksu’da kaçak yapıların yıkılması ile ilgili konuşan Yıldırım, bölgede 2B sorunundan kaynaklanan birçok sorunun yaşandığını söyledi. Kaçak yapıların olduğu bölgede vatandaşların mağdur bırakılmaması gerektiğini de söyleyen Yıldırım, bölgenin gelişime açık, önemli bir yerleşim yeri olduğunu, halktan yana olmayan hiçbir projede yer almadığını, bölgeyi ranta kapattıklarını ve bu yüzden çok sayıda ölüm tehditleri aldığını söyledi.
Bir başken neden ölüm tehdidi alır? Tabi ki birilerin haksız kazanç elde etmesine mani olduğu zaman. Yıldırım da maalesef birilerini üzüyor!
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile ilgili sözleri de dikkat çekiciydi. Daha önce partisine rağmen Akaydın ile iyi bir dostluk sergileyen Yıldırım, Akaydın’ın kendisine danışmadan bölgesinde bazı olaylara el atmasına belli ki çok kızmış. Özellikle kaçaklar konusunda kendisini hedef gösteren Akaydın’a ağır ithamlarda bile bulundu.
Partisinden istifa etmesinin son konusu olmadığını da sık sık vurgulayan Yıldırım’ın dışardan atağı bürokratlarla daha rahat çalıştığını söyledi. Şahsen ben de aynı görüşteyim. Zira Aksu küçük bir yer. Herkes birbirini tanır. Bu nedenle eş-dost-akraba ilişkisinden dolayı bazı istenmeyen olaylar yaşanıyor. Bürokratların yabancı olması işte bu ilişkilerin önüne geçiyor.
Kamuoyunun en çok merak ettiği o soruyu da sordum. Neydi o soru? Azeri asıllı Rus işadamı Telman İsmailov’un karşılıksız olarak Aksu’ya belediye binası yaptırması. Gerçekten İsmailov’un bir çıkarı yok muydu? İçinden geldiği için mi yaptırmak istedi bu binayı? Yıldırım’a göre evet. Ben de öyle olmasını arzu ediyorum.
Yıldırım’ın son olarak, “Rüşvet alan elemanların tümünü kovdum” demesi de alkışlanacak bir davranış.