Uzun yıllar Antalya merkezde, yani Muratpaşa’da ikamet ettikten sonra şubat ayında gazete ofisini Konyaaltı’na taşıdık. Şu anda Konyaaltı’nda günlük çıkan tek gazeteyiz. Hal böyle olunca ilçeye karşı sorumluluğumuz artıyor.
Ofisimiz Uncalı Mahallesi’nde. Zaman zaman mahallede gezintiye çıkıyorum. Eksikleri gözlemliyorum, kendimce bunları dile getirmeye çalışıyorum. Dün hava almak için Uncalı ve Uluç mahallelerinde bir kez daha gezintiye çıktım. Bu iki bölgede malumunuz çok büyük boş alanlar var. Üzerlerinde herhangi bir yapı yok. Muhtemelen hisseli olduğu ve şimdilik bir şey yapılamadığı için kaderine terkedilmiş. Bu bölgelerdeki boş alanların bazılarında yanılmıyorsam Konyaaltı Belediyesi’nin de payı bulunuyor. Yani sizin anlayacağınız çok başlılıktan anlaşmalar sağlanamıyor. Sağlanamayınca da bu alanları deyim yerindeyse pislik götürüyor. Yabani otlar insan boyunda. Adeta köpeklerin barınma noktaları. Yağmur sonrası oluşan su birikintileri nedeniyle sivrisinek yuvası olmuş. Kimi bölgelerde karavanını park edip piknik yapan bile var. Hatta ağaç gölgesinde çilingir sofrası kuranı görmek de mümkün. Tabi böyle olunca şikayetler artıyor. Gezintiye çıkanlar kendisini güvende hissetmiyor. Bunun için de çözüm arıyorlar.
Ancak burada çözümün öyle sanıldığı kadar kolay olmadığını yaptığım görüşmelerden anladım. Konyaaltı Belediyesi bu alanlara ‘moloz ve hafriyat dökmek yasaktır’ tabelaları asarak uyarıda bulunuyor. Uyarıya rağmen dökenler var. Bu da ayrıca bir kirlilik oluşturuyor. Peki belediye bu molozları ve benzeri kötü görüntüye müdahale edebilir mi? Tazminat ödemeyi göze alırsa edebilir. Oluşan çöpleri kaldırdığında mülk sahibi ‘özel alana müdahale’ ettiği gerekçesiyle belediye hakkında dava açabiliyormuş. Hatta geçmişte uzun otları kesti diye yıllar süren davadan sonra tazminat ödemeye mahkum kalmış.
Akşam bisikletiyle, spor amaçlı, ailesiyle gezintiye çıkanlar hem alkol alanlar hem de başıboş köpekler yüzünden huzursuz oluyor. Çocuklarının can güvenliğinden endişe ediyor. Buna acil bir çözüm bulunmalı. Valilik başta olmak üzere, emniyet, belediye, bölgedeki sivil toplum kuruluşları sözünü ettiğim bu alanlar için bir araya gelip ‘ne yapabiliriz’ konusunda kafa yormalı. Hem de hemen. Değilse yarın hepimizi üzen olaylar yaşanabilir. Bunu da hiçbirimiz istemeyiz değil mi?