Cumartesi günü ‘EXPO heyecanı’ yazımı okuyanlar hatırlayacaktır.
Yazıda Paris’in güzelliklerinden değil, EXPO’nun getirisinden söz etmiştim.
Yazının son bölümünde ise pazartesi günü Paris’te yaşanan siyasi gelişmeleri kaleme alacağımı belirtmiştim.
Ancak siyasete girmeden önce bazı isimlere değinmem gerekiyor. Değilse hak yemiş olurum.
Evet, EXPO bayrağını devraldık. Antalya tarihinde ilk kez böyle büyük bir organizasyona ev sahipliği yapacak. Organizasyon kapsamında Antalya’da birçok proje hayata geçirilecek. Bunların başında Konya-Antalya arasında hızlı tren hattı geliyor. Daha bunun gibi birçok proje. İşte bu nedenle de emeği geçen eski yöneticilere cumartesi günü teşekkür etmiştim. O yöneticilerden bayrağı devralan isimleri ise bugüne bırakmıştım.
Kim mi bu önemli isimler?
Vali Ahmet Altıparmak, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Kesme Çiçek İhracatçı Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu’dan başkası değil elbette. EXPO çalışmaları esnasında gece-gündüz demeden el ele veren bu önemli isimlerin Antalya tarihine adlarını altın harflerle yazdığı kanısındayım. Gerçekten önemli bir iş başardılar. Kendi adıma bu isimlere bir kez daha teşekkür ediyorum.
Gelelim siyasi gelişmelere.
CHP’den Antalya milletvekilleri Deniz Baykal, Gürkut Acar, Yıldıray Sapan, Arif Bulut ve Osman Kaptan davetliler arasında yerini aldı.
AK Parti’den ise Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Antalya milletvekilleri Sadık Badak ile Hüseyin Samani hazır bulundu.
MHP’den de Tuncay Toskay gelenler arasındaydı. MHP’den gönderilen Yusuf Ziya İrbeç de bu önemli günde Paris’e geldi.
Bu isimlerin yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Döşemealtı Belediye Başkanı Nurettin Tursun ve Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım EXPO bayrağı için gelen isimlerdi.
CHP’liler her ne hikmetse ayrı oturmayı seçti. Baykal etrafında toplanan CHP’liler arasında bir tek Başkan Mustafa Akaydın bulunmuyordu. Resmen dışlanmış gibiydi. Ancak buna rağmen davetlilerle sıcak temas halindeydi. Bana göre CHP adına en iyi işi de Hoca yaptı. Zira milletvekilleri davetlilerden sürekli uzak durmayı tercih etti. Vekillerin bu tutumu da yadırgandı. Bunu düzeltmek ise Hoca’ya düştü.
AK Parti’de Hüseyin Samani tek tek herkesin elini sıktı ve hal hatır sordu. Etrafına sürekli gülücük saçan Samani, dönüş esnasında uçakta Antalyalılar’ın sorunlarını da dinledi, not aldı, çözüm konusunda gerekeni yapacağın söyledi. Plan ve bütçe komisyonunda olmasına rağmen bir günlüğüne da olsa Paris’e gelen Sadık Badak da, herkesle yakından ilgilendi.
MHP’li Tuncay Toskay’ı kendi adıma iki kez gördüm. Birinde kafede kahve içerken, diğerinde ise uçağa binerken. Birçok kişi Toskay’ın gelişinden haberdar bile olmadı.
MHP’nin yol verdiği Yusuf Ziya İrbeç ise hep yalnızları oynadı. Siyasilerin sırt çevirdiği İrbeç, çok zor 3 gün geçirdi.
3 gün boyunca gözüm en çok Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ı aradı. Hem AK Parti’de hem CHP’de hem de MHP’de siyaset yapmış Yıldırım herkesten uzak olmayı tercih etti. Zaman zaman Tursun ile baş başa verdikleri görüldü. Bu da “Yıldırım AK Parti’ye mi geçiyor?” sorusunu gündeme getirdi. Benim de kafamda bu soru işareti oluştu. Kendisine açık açık sordum. O da yalanlamadı. Yakın zamanda AK Parti bayrağını eline alırsa kimse şaşırmasın.
Özetle, Paris’te AK Parti insanlara daha sıcak davrandı. Sorunlarıyla ilgilendi. CHP ise her zamanki gibi yine kendi içinde kulis yaptı. Akaydın ile görüşmeyerek alenen aralarının açık olduğunu herkese gösterdiler. MHP ise sahada hiç yoktu.