Türkiye’de günlerdir BDP Milletvekili Sabahat Tuncer’in bir polis memuruna attığı tokat konuşuluyor. Maalesef bu tokat barış ve huzur içinde kutlanan Nevruz’u gölgeledi. Tokat ile ilgili birçok meslektaşımız yazı yazdı. Bize fazla yazacak bir şey kalmadı. O nedenle ben bu konuyu es geçiyorum.
Ama bugün en az bu tokat kadar konuşulması gereken bir konuya değineceğim.
Yer Alanya.
Bir restoranda çalışan garson turistleri yemek yemeye zorluyor.
Kimini zorla da olsa restoranda oturtuyor, ama kimileri oturmak istemiyor. Oturmak istemeyen bir turist yoluna devam ediyor. Buna sinirlenen garson, turistin arkasından tekme savuruyor. Bu çirkin hareketi yaparken de polis kamerası kayıtta. Hatta Alanya emniyeti bu konuda özel bir birim bile oluşturmuş.
Ne kadar acı değil mi?
Adamlar binlerce kilometre yol kat edip güzelliklerimizi görmeye geliyor. Bunu yaparken de döviz girdisi sağlıyor. Hatta güzelliklerimizi kayıt altına alıp reklamımızı bile yapıyorlar.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Bu kadar güzelliğe tekme savuruyoruz.
Merak ediyorum tekme turiste mi atıldı, yoksa misafirimize sahip çıkmadığımız için bize mi? Turist belki yediği tekmenin acısını birkaç saat sonra unutabilir. Ancak yüreğinde açılan yara kolay kolay kapanmayacak. Bu olay kim ne derse desin Türk turizmine büyük zarar verecek.
Maalesef aynı olaylar Antalya’da da yaşanıyor.
Yazılarımı takip edenler biler. Özellikle Dönerciler Çarşısı’nda bu tür hoş olmayan olaylar yaşanıyor. Yıllardır buradaki hanutçuların büyük bir sıkıntı yarattığını yazıyorum. Her fırsatta da yazmayı sürdürüyorum. Ancak her ne hikmetse bu hanutçuları durdurabilen yok. Devletin bütün birimleri bu adamlar karşısında aciz durumda. Merak ediyorum bu zat-ı muhteremler bu gücü nereden buluyor.
Anlaşılan o ki hanutçulara karşı uygulanan cezalar caydırıcı değil. Paranın yanı sıra gerekirse hapis cezası da verilmeli. Değilse bu düzen devam eder, olan da Türk turizmine olur.