Azeri asıllı Rus işadamı Telman İsmailov’a ait Mardan Palace Otelin önceki gün borcu yüzünden elektrikleri kesildi.
Dünyanın üçüncü en lüks oteli olduğu öne sürülen Mardan’da yaşanan bu gelişme büyük ses getirdi.
Neredeyse bütün yazılı ve görsel basın iki gündür konuyu işliyor.
Konunun daha uzun süre gündemde kalacağı da kesin.
Benim burada dile getirmek istediğim olay başka.
Turizmin başkenti sayılan Antalya’da dünyanın en lüks üçüncü oteli olarak gösterilen bir yerin nasıl olur da elektrikleri kesilir?
Elbette yasalar çerçevesinde kesintiler gerçekleşmiş.
Buna bir itirazım yok.
Ancak, daha başka bir yöntem bulunamaz mıydı? Otel yönetimiyle oturup yaygara yapmadan anlaşma sağlanamaz mıydı?
Benim itirazım 1,4 milyar dolarlık yatırımla hizmete giren otelin borçları yüzünden karanlığa gömülmesine. Bu olay hem Antalya’nın hem de Türkiye’nin imajına zarar verecektir. Daha iyi bir yol izlenebilirdi.
Bu gelişmelerden sonra otel yönetimi de harekete geçti.
Ne yaptı otel yönetimi?
Elektrik kesintisinden hemen sonra işçilerini zorunlu olarak izine çıkardı.
Yani bir diğer anlamda intikam aldı. “Bakın siz bizim elektrikleri kestiniz, biz de işçileri işten çıkardık” demek istiyorlar.
Özetle, yaşananlar hiç hoş değil. Hükümet’in bu konuda ciddi adımlar atması gerekir.
Otel yönetimi de işçilerin ekmeğiyle oynamayı bırakmalı. Daha vicdanlı olmalı.
Son olarak, yaşananlar yatırımcıların gözünü korkutuyor. “Bugün Mardan’a yarın bize” diyenler çoğalacak. Dolayısıyla bu korku yatırımların önünü kesebilir.
Kılıçdaroğlu’nun söylemedikleri
Geçtiğimiz cumartesi günü CHP büyük kurultayını yaptı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kürsüden neler konuşacağı, hangi konulara değineceği merak ediliyordu.
Herkes gibi ben de geçtim televizyonun başına. Kılıçdaroğlu mikrofonu eline alınca pür dikkat kesildim. Heyecanlanmadım desem yalan olur. Zira Türkiye’nin en büyük ikinci partisinin liderinin konuşacakları çok önemliydi.
Ancak Kılıçdaroğlu konuştukça sıkıldım. Bir türlü beklenen konuşmayı yapamıyordu. Peki, neydi beklenen konuşma. Bana göre Türkiye’nin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Ayrıca inanç sorunu da var. Hem Kürt hem de Alevi olan Kılıçdaroğlu maalesef bu iki kelimeyi ağzına bile almadı. Ayrıca bütçe görüşmelerinde Kayseri Belediyesi’nde yaşandığı iddia edilen yolsuzlukları gündeme getiren Kılıçdaroğlu, maalesef buna da değinmedi.
Bu kadar önemli konuları gündeme getiremeyen bir genel başkan bana göre Türkiye’yi daha iyi yerlere taşıması da mümkün değil. Yanılmadığımı 6 ay sonraki genel seçimlerde göreceksiniz.