Çok uzun zamandır aklımdaydı yazmak. Bugün, yarın derken, sıcak gündemi takip ederken unutuvermişiz. Dün radyoda haberleri dinlerken metil alkol zehirlenmesinden yeni ölenler olduğunu duyunca artık yazmak şart oldu…
Bilmiyorum farkında mısınız ama son yıllarda evde içki üretimi bir hayli yaygınlaştı. Bilhassa alkol kullanımını hayatının vazgeçmezleri arasına koyan kişilerde trend haline geldi. Son zamanlarda ‘akşamcı’ kimle sohbet edersem, “Abi rakı çok pahalı ben artık kendi rakımı evde yapıyorum” diyor…
Zaten sosyal medyada da rakı üretimi konusunda bir hayli fazla grup var. Her biri 10, 15 bin üyeli ‘evde rakı’ gruplarına sürekli yenileri ekleniyor. İnternet arama motorlarındaki kısa bir araştırma yaptığınızda yüzlerce farklı videoya ve farklı tariflere ulaşabiliyorsunuz.
Türk filmleriyle büyümüş ben yaş grubu çok iyi hatırlayacaktır; Kalabalık ailenin birlikte oturduğu, bol kahkahalı yoksul sofralarında mutlaka ‘bi büyük” açılırdı. Ailenin ‘sevecen, gururlu ve yoksul babası’nın bakkaldan alıp kese kağıdına sararak eve getirdiği rakı keyifle içilirdi. Yeşilçam filmleriyle büyümüş bizler için rakı yoksul, gariban kesimin içkisiyken, viski kötü kalpli Nuri Alço veya yoksul diye kızının sevdiği gençle evlenmesine karşı çıkan fabrikatör Hulusi Kentmen demekti…
Rakıyla viskinin fiyatı arasındaki fark zenginle yoksulu, iyi ile kötüyü sembolize edecek kadar yüksekti…
Ancak günümüzde tablo bir hayli değişti. Tüketimi caydırıcı politikalar, reklam yasakları, satış saatlerine getirilen sınırlamalar, içkili mekan ruhsatlarının zorlaştırılması, her yıl artan vergiler filan derken artık gariban içkisi rakı da viskiyle yarışır hale geldi fiyat olarak. İşte akşamcıları ‘evde üretim’e sevk eden en büyük etken de bu. İlgi alanımda olmadığı için bu konuda bir hayli cahilim. Alkol kullanmadım ya da kullanmıyorum demiyorum. Zaman zaman kullandığım oldu elbet ancak nasıl üretilir noktasında zerre kadar bilgi sahibi değilim.
Yapanlardan birine sordum anlattı. Öncelikle tarımsal kökenli etil alkol temin ediliyormuş. Aslında etil alkol marketlerde satılıyormuş ancak anlatan kişi bunu daha uygun fiyata olduğu için Mersin’den getirttiğini söyledi. (Son günlerde birbiri ardına yaşanan ‘sahte içki ölümleri’nin çoğunun Mersin’de yaşandığına dikkatinizi çekerim.) Anasonla karıştırılan etil alkol bir süre bekletildikten sonra süzülüp üzerine yüzde 45 hacme gelinceye kadar su ekleniyor. Bir süre dinlendirildikten sonra bu oluyor rakı.
Kimyagerlere göre bu tür üretim son derece riskli. Normal üretim tesislerinde alkol oranı kesin belirlenirken, evde üretimde bu ancak göz kararı yapılıyor. Ölçü filan yok yani. Ayrıca vatandaşın etil alkol ile ölümlere yol açan metil alkolü ayırt edebilmeleri olası değil. Fırsatçıların cirit attığı günümüzde vatandaşa etil alkol yerine daha ucuz olan metil alkol satılması son derece mümkün. Bu durumda da ölüm yaşanması kaçınılmaz oluyor. Geçen yıl, önceki yıl sıkça duyardık bu tür ölümleri. Bu yıl da son günlerde başladık duymaya. Ve ne yazık ki, yaşanan onca ölüme rağmen akşamcılar ‘ucuz içki’ için canlarını riske atmaya devam ediyor. Hani ‘içmeyiverseniz ne olur’ demek geliyor içimden ama özel hayata müdahale gibi algılanır diye demiyorum. Fakat hiç olmazsa evde üretimi bırakın. İlla içecekseniz uzmanlarca üretilmiş içkileri kullanın.
Üç kuruş tasarruf edeceğim diye canınızdan olmayın.
Yaşam bu kadar ucuz olmamalı…