Geçtiğimiz günlerde gazetelerde okuduk, televizyonlarda izledik içimiz burkularak, ürpererek. Bir babanın öz kızını hunharca katledişini…
Balıkesir’in Havran ilçesinde baba vahşetiyle can veren Dr. Gülnur Yılmaz’dan bahsediyorum. Cani baba Mustafa Ali Yılmaz, daha önceden aracına GPS cihazı taktığı kızının aracını takip ediyor, önce arkadan çarpıp kaza yapıyor, ardından araçtan indirip kurşun yağmuruna tutarak öldürüyor.
Hem de ne için? Annesinin yerini söylemediği için…
Yakalandığında söyledikleri ise kan dondurucu cinsten; Kızımı annesi üzülsün, kahrolsun diye öldürdüm…
Bıraktım babalığı filan, böyle insan olur mu? Böyle bir vicdan olur mu arkadaş.
Bitmiyor. Ne yaparsak yapalım bu vahşeti durduramıyoruz.
Bırakın geçmişte olanları, sadece bu yılın ilk 6 ayında ülkemizde 272 saldırı olmuş kadınlara yönelik. 222 kadın can vermiş 128’i yaralanmış…
Tabanca, tüfek, balta, bıçak hatta elektrikli testere dahi kullanılmış bu saldırılarda. En çok kadın cinayeti 51 olayla Ocak ayında yaşanırken, onu 50 olayla Mayıs, 49 olayla Haziran izliyor. Kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı il 49 olayla İstanbul. 18 kadın cinayetiyle Adana ikinci, 16 cinayetle İzmir üçüncü sırada. Dördüncü sırada 11 olayla Bursa, beşinci sırada 9 olayla Konya gelirken, 8'er olayla Kocaeli ve Diyarbakır altıncı sırayı paylaşıyor. Antalya, Aydın, Mersin ve Samsun 7'şer olayla yedinci sırada. 6 olayın yaşandığı Ankara sekizinci, 5'er olayın yaşandığı Batman, Malatya, Manisa, Osmaniye, Tekirdağ ve Urfa dokuzuncu, 4'er olayın yaşandığı Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş ve Trabzon ise onuncu sırada. 3’er olayla; Bingöl, Bolu, Çorum, Edirne, Elazığ, Kayseri, Kütahya, Niğde, Sakarya, 2’şer olayla; Afyon, Balıkesir, Bartın, Burdur, Denizli, Düzce, Erzurum, Kırıkkale, Kırşehir, Muğla, Ordu, Tokat ve Uşak, 1’er olayla: Aksaray, Bilecik, Çankırı, Erzincan, Giresun, Hakkari, Iğdır, Karaman, Kars, Kastamonu, Kırklareli, Kilis, Tunceli, Van, Yalova ve Zonguldak olarak liste devam ediyor.
Durdurulamayan vahşetin en dikkat çekici yanı ise kadınlar için en tehlikeli yerin bizzat kendi evleri, katillerinin en yakınlarındaki kişiler olması…
Düşünün ki, dünyada en güvenilir kabul ettiğiniz yer mezarınız, en güvenilir saydığınız eşiniz veya aile bireyleriniz eceliniz oluyor…
Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi tarafından yıllık olarak hazırlanan ve bu seneki başlığı 'Değişen Dünyada Aile' olan Dünya Kadın İlerleme raporuna göre kadın cinayetlerinin yüzde 60'ında katil aileden biri. 25 Haziran’da yayımlanan rapora göre 2017'de işlenen kadın cinayetlerinin yüzde 60'ında katilin aile üyelerinden biri olduğunu gösteren rapora göre, her gün 137 kadın aile fertlerinden biri tarafından öldürülüyor. 15-49 yaş arasındaki 5 kadından biri, eskiden veya şu anda birlikte olduğu partneri tarafından fiziksel şiddet veya cinsel istismara uğruyor. Pek çok ülkede de tecavüzcü, mağdurla evlenerek soruşturmadan kurtulabiliyor. Tunus, Ürdün ve Lübnan'da benzer yasaların yürürlükten kaldırılmasının ardından Irak'tan Malezya'ya kadar pek çok ülkede kadınlar, 'tecavüzcünle evlen' hukukunu bitirmek için baskı yapıyor. Rapora göre; her 10 ülkeden sadece dördü evlilik içi tecavüzü suç olarak tanımlıyor.
Raporu okudukça, rakamlara baktıkça içim kararıyor. Erkekliğimden, onu bırakın insanlığımdan utanıyorum. Kadına şiddeti kendinde hak gören hastalıklı yaratıklarla (insan demeye dilim varmıyor) aynı havayı teneffüs etmek dahi artık bana zul geliyor…