Bir bayramı daha geride bıraktık. Yılda iki defa ağız tadıyla bağlandığımız, yakınlaştığımız, duygulandığımız bayramlar. Dini bayramlar olmasının verdiği yüce duygularla, ailece bir arada olmanın, hal hatır sormanın getirdiği sevinç ve mutluluk tabloları.
Bayram deyince, çocukluğumuz, çevremiz, uzaktaki yakınlarımız, yalnızlığı kıran beraberliklerimiz gelir akla.
Son yıllarda hayatımıza giren teknoloji bayramların tadını kaçırsa da biz yine de geçmişin verdiği terbiyeyle en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Daha önce dört gözle beklenen kartpostalların yerini görüntülü görüşmeler aldı. Görüntülü görüşmeler duygu ortaklığına bir nebze de olsa çare oluyor.
Bayramlar bir özlemin, kavuşmanın, tatlanmanın ve keyifle huzur bulmanın adı.
Bu nedenle ülkemizde her günün bayram havasında geçmesini temenni ediyorum.
Bayram öncesi Hakkari’den gelen 24 şehit haberi, yine Van’da meydana gelen deprem ve akabinde 600’e yakın vatandaşın hayatını kaybetmesi, sonrasında trafik kazalarında yaşanan can kayıpları. Tüm bunların son bulması en büyük dileğimiz. İşte bu nedenle ülkemizde her günün bayram havasında geçmesini istiyor ve diliyorum. Zira bu halk çok bedel ödedi. Gencecik çocuklarını toprağa teslim etti. Kadınlar dul kaldı, çocukları yetim. Anaların yüreği yandı. Bu kutsal topraklar adeta kan ve gözyaşıyla sulandı.
Evet, ülkemizi hep bayram havasında görsek fena mı olur? Ne çok sevindirir hepimizi.
Bu arada 14 milyona yakın aile geçim zorluğu yaşıyor. Açlık sınırında.
Devletin sosyal boyutu, sadece yardım mı etmeli, yoksa sosyal güvence ve istihdam alanları ile modern devletin insani yüzünü mü göstermeli?
Devlet baba olmasın. Lütufta bulunur gibi de ezmesin. ‘Sadakaya muhtaç’ hale de getirmesin.
Burada eşit, bölüşülebilir gelir dağılımı gerekir. Eğitim ve sağlık gibi önemli konularda adım atıp bu alanlarda para olgusunu kaldırmalı.
Demokratikleşmede düşünce özgürlüğü, insan haklarına dayalı bir anayasal düzen ve kurumları kutsallaştırmayan ve toplumu merkeze koyan bir sistem, bayramlarımızın bayramını daha da şenlendirecek. Bunları başarmak zor değil. Tam tersine kolaydır.
Gerçekten artık bunların zamanı geldi. Geçti bile. Kan ve gözyaşının yanı sıra vatandaşların sosyal ve ekonomik alanda da rahatlaması adına ciddi adımlar atılırsa her günümüz bayram havasında geçer. Denemeye ne dersiniz.