Rahmetli Milli Eğitim Müdürü Süleyman Akyüz’den sonra Antalya eğitimde geriledi. Adnan Menderes Bulut döneminde zirvede olan Antalya günden güne kan kaybetti. O günleri iyi hatırlıyorum da köşe yazarları Bulut’u eleştiri yağmuruna tutmuştu. Gerçekten de kötü sonuçlar alınıyordu. Yani eleştiriler haksız değildi. Neyse ki hatadan çabuk dönüldü ve Osman Nuri Gülay Antalya’ya Milli Eğitim Müdürü olarak atandı. Gülay, göreve gelir gelmez iyi bir ekip kurdu. İşe okullarda disiplini sağlamakla başladı. Daha sonra yeni derslikler açıldı. Fen Lisesi ve Anadolu Liseleri başta olmak üzere okul sayısı her geçen gün arttı. Ekibiyle eğitimin daha iyi noktalara gelmesi için gece gündüz demeden çalıştı. Bu dönemde hayırseverler okul yaptırmak için sıraya girdi. Neticede özlenen tabla çabuk geldi ve eğitimde yeniden istenilen yere gelindi.
Son yıllarda SBS’de alınan sonuçlara bakıldığında ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Üniversite sınavında da çıtayı her geçen gün yükseltiyoruz. Bu yıl Antalya’dan 38 bin 618 aday ÖSYM’ye başvurdu. Bunlardan 9 bin 616 aday üniversitelerin lisans eğitimi veren 4 yıllık fakültelere yerleşmeye hak kazandı. 2008’de Türkiye 6.’sı olan Antalya, 2009’da Türkiye 8.’si, 2010’da Türkiye birincisi oldu.
Gördüğünüz gibi Antalya eğitimde iyi yolda.
Bununla yetinmeli miyiz?
Elbette hayır. Eğitimde gidebildiğimiz en üst noktaya kadar gitmeliyiz. Zira her şeyin başı eğitim. Eğitimli bir toplumun geleceği parlaktır. Okumuş birey sayısını çoğalttıkça ülkenin geleceğini de o kadar garanti altına alınmış olur.
Antalya’nın eğitimde marka olmasını sağlayan başta İl Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay olmak üzere bütün eğitim camiasına bir veli olarak teşekkür ederim. Tüm bu başarının elde edilmesinde hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan Vali Ahmet Altıparmak’a da teşekkür borçluyuz.