Bugün yılın son günü, sonrası yepyeni bir yıl.
2010 yılı hatasıyla sevabıyla geride kalacak, umutlar 2011’e taşınacak.
Ocak’ın ilk gününü Aralık’ın son gününden ayıran sadece bir rakam.
Yeni olan sadece takvim, değişen hayatımız değil. Eski ile yeni yıl arasındaki fark öyle sanıldığı gibi keskin değil. 2010’da başlayan nice olay, sonuçlanmadan aynen yeni yıla sarkıyor. Eski defterler kapanmıyor, yenileri açılıyor.
Adettir, yılın son günlerinde, geride kalan senenin uzun boylu değerlendirmesi yapılır. Yılın olayı, yılın felaketleri, siyasetten spora kadar geniş yelpazede tekrar hatırlanır. Sadece yurtta değil, dünyanın dört bir yanında gelişen olaylardan söz edilir. Unutulmaz anlar, renkli görüntüler tarihin arşivine kaydedilir.
Öyle ya da böyle, ileride acı tatlı hatıralarla anacağımız 2010’a veda ediyoruz artık. 365 güne yayılan bu sene içinde hiç unutmayacağımız olaylar da var, hemen unutmak istediklerimiz de.
Yeni yıla girmek sizi heyecanlandırıyor mu bilmiyorum?
Şahsen beni hiç heyecanlandırmıyor.
Bu nedenle yılbaşı gecesi benim için özel bir anlam da taşımıyor.
Ülkemde akan kan durmadan, anaların gözyaşı dinmeden, işsizlik sona ermeden, üniversitelere polisi girişi engellenmeden, işçi ve emekçilere vurulan copların önüne geçilmeden, işsizlik bitmeden, kısacası özgürce bir yaşam olmadan da bu böyle olacak.
her şeye rağmen yeni yıl paylaşımlarımızın yılı olsun. Mutluluk, esenlik ve sevinçler getirsin. Mutlu yıllar dilerim.