Ne seçimdi ama? Herkes kazandık dedi, öndeyiz dedi ancak kazanan çıkmadı. Aksine her sandık için tüm parti organları şikayet üstüne şikayet oluşturdu. Adliye önünde gece saatlerinde uzun kuyruklar oluştu. Bütün partiler gece geç saatlere kadar veri girişlerinde problemler yaşadı.
Bir konuda eleştiri getirmek istiyorum. Seçim güvenliğini tehlikeye düşüren çok olay yaşandı. Ne iktidar ne muhalefet kendi seçmenini tatmin edemedi bu konuda. Ancak 28 Mayıs’ta ipler o kadar gergin olacak ki halk tepki verebilir.
Bir yanda beklentilerin altında kalarak Antalya’da 2 milletvekili çıkartan İYİ Parti, bir yanda hiç beklenmedik şekilde 2 milletvekili çıkartan MHP ve beklendiği gibi 6’şar milletvekili çıkartan AKP ve CHP. Kutuplar çok geniş. Kutupların geniş olması sürece ciddi zararlar veriyor. Neden mi? Buyurun bakalım.
Her kutuptaki insanlar birbirini suçlamaya ve verilen oyların nedenini sorgulamaya başladı. Bakın fikir tartışması değil karara saygı duymayıp direkt olarak set koymaktan bahsediyorum. Kısa süre kaldı 28 Mayıs’a ve barışçıl konuşmalar artık ortadan kalkmış halk direkt olarak birbirinin düşüncesine düşman edilmiş durumda. Siyasiler olası bir mağlubiyet sonrasında bu kin ve öfkeyi nasıl durduracaklar? İnsanların tercihlerine tahammül kalmamış durumda.
Bir yandan da Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur öncesinde aldığı Mevzular Açık Mikrofon’a katılma kararı oyları ciddi oranda etkileyecektir. Bunu doğru kullandığı taktirde Sinan Oğan’ın yaptığı çıkışa benzer bir oy getirebilir bu durum. Neden Oğan’ın durumuna benzettiğimi aşağıda açıklayacağım.
Malum artık ülkenin büyük bir çoğunluğu sığınmacılara çözüm bulunması için ayağa kalkmış durumda. Son 10 gün içinde bunu en çok dile getiren ciddi bir kazanım elde edecektir. 18 Mayıs 13.00’da Kılıçdaroğlu CHP’nin Instagram hesabından yapılan canlı yayınla ülkeye seslendi. Kılıçdaroğlu’nun M.A.M öncesi yaptığı konuşmada tıpkı yukarıdaki söylediğim şeylere değindiğini gördük.
Neler söyledi?
10 milyon sığınmacı daha Türkiye'ye gelecek,
Dolar 30 lira olacak,
Kaçaklar suç makinesine dönüşecek, yağmalar başlayacak,
Şehirler sığınmacıların, mafyaların, çetelerin kontrolüne geçecek,
Genç kızlar sokaklarda kendi başlarına gezemeyecek,
Domuz bağı ile insanları öldürenler iktidar ortağı olacak,
Kılıçdaroğlu bu açıklama ile aslında ATA İttifakı’na da bir göz kırptı gibi. Söylenen ve beklentiler birbiriyle uyuşuyor. Kılıçdaroğlu bu açıklamaları yaparken Soylu da açıklamalarda bulunuyordu. Süleyman Soylu ise mültecilere Kılıçdaroğlu’nun sözleri gibi yaklaşmadı ve şunları söyledi:
“Suriyelileri gönderemeyiz, Allah bizi yakar.”
Bence muhalefet bloğu şunu unutuyor: İstanbul seçimleri HDP oylarıyla başa baş bitti. Ama sonraki süreçte Öcalan’ın kardeşi TRT’ye çıktı. Türk Milliyetçileri İmamoğlu’na döndü ve seçimi farkla aldı muhalefet. Türkiye’de milliyetçiler hangi taraftaysa seçimi o kişi alır. Bu matematiksel bir hesap. Tesadüf bir açıklama olmadığını düşünüyorum bu konuşmanın. Kılıçdaroğlu Türk milliyetçisi ve muhafazakar milliyetçi insanların oylarını bu şekilde kazanacağını anlamış olacak ki seçimin asıl unsurunun bu nokta olduğunu görebilmiş.
28 Mayıs için kim halkın diline ortak olursa o kazanacak. Ancak bu durum vereceğiniz oyun hangi vaatleri getirdiğine bağlı olarak değişecektir.