Üst üste iki deprem ve on binlerce evin yıkımı… Altında kalan onlarca can. Ne desek ne söylesek kapatmıyor bu acıları. Arkadaşlarımı ve aile yakınlarını kaybettim orada. Üniversiteden tanıdığım tamı tamına 7 ayrı can. Kaybettim diyorum da cenazelerini dahi alamadığım, defnedemediğimiz insanlar. Ölüm çok acı bir gerçek haftalardır elleriyle enkaz kazan insanlarla Psikososyal Destek Programları aracılığıyla terapiler yapıyorum. 10 tanesinden 7’si ellerini gösteriyor.
Bir danışan şunu söyledi 9 yaşında henüz bu çocuk… “Taşları kazıyordum da kazamadım, kullanamadım galiba elimi. İşe yaramıyor da zaten…” Travma o kadar büyük ki içinden çıkmaları da bir o kadar zor. Tabi içler acısı bu durumlar şunu ortaya çıkardı: Deprem sonrası Hataylı Türkler çevre illerdeki akrabalarının yanına gidip, onlara sığındılar. Hatay için “Benim şahsi meselem” diyen Atatürk’ün Hatay’ı enkaz altında kalan Türklerin kokularıyla havalandı. Kalan hemen hemen birçok kişi Suriyeli.
Bakın size tarihi bir bilgi vereyim ondan sonra asıl soruma geleceğim. Hatay tarihinde en ağır depremi ilk kez hangi tarihte yaşıyor biliyor musunuz? 1900, 1850, 1700? Hiçbiri değil. MS 115 yılında ilk ağır depremini yaşıyor. Tamı tamına 7.5’lik deprem ile 260.000 kişinin öldüğü resmi kayıtlara geçen verilere göre belirtiliyor. Bu rakamı çok bulanlar için şunu belirtmek gerek. Dönemin Roma İmparatorluğu askeri ordusunu orada eğitiyor. Çünkü bir liman şehri.
Hatay ise tarihinde 7. kez haritadan tamamen siliniyor 7. kez! Buranın artık bir yerleşim yeri değil tarım alanı gibi kullanılması gerekiyor veya zemine uygun yapıların yapılması gerekiyor. Şimdi ben bunu neden anlatıyorum? Hatay o dönem Roma İmparatorluğu’nun unuttuğu şehir haline geliyor. Benzer bir sahne gözünüzün önüne geliyor mu? Bu denli Suriyeli varken ve hemen hemen her yerdelerken halihazırda azınlık durumuna gelinmiş olan Hatay’da deprem sonrası çevre illerdeki akrabalarına sığınan Türklerin de gitmesiyle, orada yaşayan sığınmacılar belediye seçimlerini kazanabilir mi?
100 yıl önce Türkiye’ye referandumla Türkiye’ye bağlanmış olan şehri, uluslararası baskılarında oluşması sonrasında olası bir yeni referandum ile bizden yeniden ayrılır mı? Bu sorular o kadar kritik sorular ki yetkililerin bir an önce çözüm bulması gerekiyor. Lütfen buna engel olun. Bölgeye Türkleri yeniden yerleştirmek adına doğru bir yapı tesis edin. Bunu ise uzun vadeli olarak plana dayalı bir şekilde yapın. Ve artık yalvarıyoruz ülkeye kaçak ve özellikle Hatay’a Suriyeli girişini engelleyin. Bu artık bir MEMLEKET MESELESİDİR.