Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye, bir anlık eğlence için servetini tüketmeye, bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye, insanları ezip geçmeye, günlük menfaatler için onurunu terk etmeye, bir kısım insanlara kızıp, tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat.
Babaların çocuklar üzerinde çok büyük etkisi vardır. Baba şefkat abidesidir çocuk için, baba örnektir, liderdir. Çocukları için baba her şeyi bilendir, zor anında yetişip kurtarandır.
Vefatının 2. yıl dönümünde merhum babamı rahmet ve minnetle anıyorum. Tüketim toplumu olmamıştık henüz, renkli televizyonlar da yoktu, içinde kurgu hayatların olduğu diziler de yoktu, doğaldık, bizdik, bizi yalnızlaştıran bilgisayarlar, cep telefonları da yoktu, biz bizeydik, baş başaydık, sıcaktık ve mutluyduk be baba.
Komşumuz vardı, komşuluğumuz vardı, kitaplarımız vardı, insan vardı, insanlık vardı, masal tadı vardı yaşamın. Çünkü bizdik, sıcaktık, sohbetliydik mutluyduk be baba. Akşamları vardı toplandığımız bir sofranın başına, yemekten sonra anlattığın tadı içimize işleyen anıların vardı, masal gibi gelirdi bize pür dikkat dinlerdik seni. Komşuların çaya gelişi vardı, erken yatıp, erken kalkışlarımız vardı.
Yardım vardı, yardımlaşma vardı, iyilik vardı, sevgi vardı konuşulmadan hissettirilerek yaşanan, emek vardı, candan öte düşündüğümüz canlar vardı. Azıcık ekmeğimiz, katıksız aşımız vardı, sırt sırta duruşumuz vardı dağlar gibi. Mutluyduk be baba. Ne oldu bize şimdi taşa değmiş bir bıçak gibi köreldi insanlığımız, is yemiş bir cam gibi karardı vicdanımız.
Tortulaşmış bir madde gibi kalınlaştı ince duygularımız. Bir dağ yabanisi gibi, yabancılaştık önce başkalarına sonra kendimize. Biz nasıl bu hale geldik be baba.
Eskiden yok olan her şeyimiz, şimdi var. Ama hasletlerimiz uçup gitti elimizden narin bir kuş gibi. Eskiden sahip olmadığımız çok şeye sahibiz şimdi ama mutluluğumuz eridi, yok oldu güneşe tutulmuş kar gibi. Bizi kim esir aldı? Bizi kim bu hale getirdi? İlişkiler nasıl bu kadar yüzeyselleşti?
Komşularımız nereye gitti? Saygı yok. Sevgi yok. O bayramlarımız nerede? İnsanlıktan adeta istifa etti. O masal gibi hayatı, çok mu çok özledim be baba. Yine hüzünlüyüm bugün. 2 yıl önce bugün rahmetli babam ayrıldı aramızdan.
Sağ olsaydı da bugünleri görebilseydi.
Nasip değilmiş.
Allah’ım ruhunu şad, mekanını cennet eylesin.
Baban giderse; Başı dumanlı dağın gider. Atan gider, sırtın gider, çınar ağacın gider yaslanacak yer bulamazsın. Baban giderse; Darda sana yetişen elin gider. Aklın gider, canın gider. Şu dağlanmış yüreğinde, çocuk kalan yanın gider. Baban giderse; öpülecek elin gider. Bayram gider.” (Can Yücel)