Koronavirüs 2019 Aralık ayının sonlarına doğru Çin’in Wuhan bölgesinde etkisini göstermeye başlayınca birkaç ay içerisinde tüm dünyaya yayıldı. Bu virüs MERS ve SARS gibi aynı kategoriye dahil diğer virüslere göre yayılma hızı ve bulaşma oranı daha yüksek olduğundan gerek ölüm oranı gerekse ekonomik sonuçları bu diğer virüslerle karşılaştıramayacak kadar yüksek. İnsanların metropollerde yaşamaya devam edeceği, tahrip edilerek dengesi bozulmuş doğanın yeniden eski haline döndürülemeyeceği gerçeğinden yola çıkılarak koronavirüs salgınından sonra ekonomiden sağlığa, sosyal yaşamdan siyasete kadar her alanda köklü değişimlerin zorunlu hale geleceği bekleniyor. Örneğin dünya genelinde 65 yaşına yükseltilen emeklilik yaşı yeniden 40 veya 45 yaşına kadar düşürülebilir. Ülkemizde gerçekleşebilir mi? Mümkün değil, dünya değiştirir biz yolumuza bakarız! Biz hala Emeklilikte Yaşa Takılanları (EYT) tartışıyoruz. Birkaç yıl içinde gelişmiş ülkelerde emeklilik yaşının düşürüldüğünü hep birlikte göreceğiz. Çünkü bu virüsün en çok 60 yaş ve üstü insanlar için ölümcül olduğu görülmüştür. Bu açıdan insanları 65 yaşına kadar çalıştırıp sonra doğal dengesi bozulmuş bu gezegende ölüm riskiyle karşı karşıya bırakmanın rasyonel bir yaklaşım olmayacağı görülecektir. Gerçekten de yer kürede kara parçalarını asfalt ve betonla kaplayarak zenginlik peşinde koşan 21. Yüzyıl insanı daha çok çalışmak ve daha çok birikim yapmak uğruna bu elverişsiz yaşam koşullarında emekli yaşını da yükseltmeye yönelmiştir. Rasyonel olarak düşünüldüğünde mevcut yönetimler bu tür isteklere karşı gelerek direnç geliştirmeye çalışacaklardır. Ancak insanlar koronavirüs gerçeğini bizzat yaşadıkları için bu tür kararların alınması yönünde somut adımlar atarak siyasi ve sosyal yaşamda değişim ve dönüşümlere yol açacaklardır. Aksi halde bundan sonraki süreçte insanlar servetlerini hastalıklarla mücadeleye harcamak zorunda kalacaktır.