İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve bayram günü olan bugün, aynı zamanda emeğinin karşılığını alma yolunda hayatını ortaya koyanları anma günüdür. 1856 yılında Avustralya’da yanan ateşin tüm dünyada köleliğe karşı bir volkan oluşunun yıl dönümüdür bugün. ABD’de işçilerin, günlük çalışma sürelerinin 8 saate indirilmesi için 1884’te başlattığı mücadeleyle ortaya çıkan 1 Mayıs, 1886’da başlatılan kitlesel grevlerle yaygınlaşarak küresel nitelik kazandı. Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatının 1889 Paris Kongresi’nde yılda bir günün, dayanışmaları amacıyla işçilerin ortak bayramı ilan edilmesi kararlaştırıldı. Amerikalı sendikacıların önerisi üzerine o gün ”1 Mayıs” olarak belirlendi. 1 Mayıs, alelade bir gün değildir. Dünya işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günüdür. O, sadece bir tatil günü değil, işçi sınıfının dünyanın dört bir yanında aynı ruhu hissettiği gündür. Emek en yüce değerdir. İnşaatta kürek tutan işçiden fabrikada makine bekleyen işçiye kadar, sabah 5’te yol süpüren çöp işçisinden tarlada çapa sallayan çiftçiye kadar emeğin her daim ön planda olduğu günler için var. 1 Mayıs’ın bütün zor ekonomik koşullar altında alın teriyle, göz nuruyla ekmeklerini kazanmaya çalışan gazeteci ve işçi arkadaşlarıma hayırlar getirmesini, toplumsal barışa, insanlarımız arasındaki işbirliği ve iş bölümüne dayalı sosyal dayanışmanın geliştirilmesine fırsat ve vesile olması temenni ediyorum. 1 Mayıs, ezilen emekçilerin demokratik bir toplum mücadele günüdür. Güvenli bir gelecek için mücadelenin, birliğin ve dayanışmanın en anlamlı ve en özel günü olan 1 Mayıs’ın basın emekçilerine, işçilerimize, ülkemiz ve tüm dünya halklarına barış, kardeşlik ve özgürlük getirmesini diliyorum. En yüce değer olan, emeğin, alın terinin, göz nurunun, üretenlerin ve çalışanların mücadele dayanışma günü olan 1 Mayıs işçi bayramını kutluyor, özgür ve barış dolu bir dünya ile sağlıklı yarınlar diliyorum.