Karantina “yolcuların gözetim altında tutulma süresi” demek olan ve İtalyanca “kırk” anlamına gelen 'quarantina’dan geliyor. Hastalıkların yayılmasını engellemek, hem kendi sağlığını hem de diğer insanların sağlıklarını korumak için gerekli tedbirleri almak (karantina) da hem toplumda söz sahibi olan yöneticilerin hem de kişilerin sorumluluklarından biridir. İnsan, zaman zaman çeşitli hastalıklara maruz kalmakta, bazen bu hastalıklar bulaşıcı hastalık özelliğini de taşıyabilmektedir. İnsan, maruz kaldığı hastalıklara tedavi yöntemleri aramakta, bazen uygun tedavi yöntemlerini de bulmaktadır. Ama bazen tıbbi araştırmalar, bu hastalıkların nasıl tedavi edileceği konusunda bir sonuç verememekte, tabipler de o hastalığın tedavisinde aciz kalabilmektedir. Ölüm ve Peygamberimizin (S.A.S.) tabiriyle, ihtiyarlık hariç, her derdin devası mutlaka vardır. Koronavirüs ile bizim gibi tüm ülkeler mücadele veriyor. Virüsü tamamen ortadan kaldırmak için bilim insanları aşı ve ilaç bulabilecek mi? Tüm insanlığın beklentisi bu aslında. Bilim insanları günlerdir, haftalardır ‘çok mecbur kalmadıkça evinizden dışarı çıkmayın, kendinizi ve ailenizi izole edin ki virüsün yayılmasını önleyelim’ uyarıları yapıyor. Geçtiğimiz hafta sonu sokağa çıkma yasağı sonrası, birçok insan dışarıya çıktı. Antalya’da yasağın sona erdiği haftanın ilk günü karşılaştığım manzaraya inanamadım. Şehir içindeki insan kalabalığı beni ürpertti. Baktım ki sosyal mesafeye uymayanlar çoğunlukta. Şehrin en işlek caddelerindeki trafik akışı eski Antalya gibiydi. Sahiller, mesire alanları birçok iş yeri kapalı olmasına rağmen otomobilleriyle nereye gidiyor olabilirlerdi? Mutlaka önemli bir mesele nedeniyle dışarı çıkanlar vardır. Bana göre, birçoğu şehirde tura çıkmıştı. Antalya’da yapılan tüm uyarılara rağmen evlerinde olanlardan daha fazla insan dışarıda. Koronavirüsü hala ciddiye almayanlar çoğunlukta, ‘atın ölümü arpadan olsun’ düşüncesinden vazgeçemedik.