Dünya üzerindeki hayatın kaynağı olarak adlandırılan su, dünyanın 4’te 3’ünü, insan vücudunun yüzde 70’ini oluşturuyor. İkinci enerji unsurlarımızdan olan su, yaşamsal faaliyetlerimizde olmazsa olmazımızdır. Yüzde 97.5’i okyanuslarda ve denizlerde tatlı su tuzlu su olarak, yüzde 2.5’i ise nehir ve göllerde tatlı su olarak bulunan dünyadaki yararlanabileceğimiz elverişli tatlı su miktarı, bilinenin aksine oldukça yetersiz.
Çünkü tatlı su kaynaklarının yüzde 90’ı kutuplarda ve yeraltına hapsedilmiş durumda.
Su, küresel ısınma sebebiyle her geçen gün tükenmektedir. Dünya ülkelerinin 3’te biri sudan yoksun ya da erişim sınırlıdır.
Küresel ısınmayla birlikte dünyanın dengesi bozuldu. Yapılan araştırmalara göre, Dünya nüfusunun yüzde 18’i temiz su bulamıyor. Denizler, göller, akarsular, yer altı suları kirlendi. Hayvanlar daha erken doğurmaya başladı, bitkiler mevsiminden önce çiçek açmaya başladı, kış uykusuna yatan hayvanlar artık kış uykusuna yatmaz oldu. Açlık, susuzluk, kuraklık, iklime bağlı göçler, salgın hastalıklar ve doğal afet her an kapımızı çalabilir.
Küresel ısınmanın yanı sıra su kaynaklarındaki suların azalması, kirlenmesi ve zamanla tükenmeye, tüketilmeye doğru yol alması nedeniyle büyük bir sorunla karşı karşıyayız.
Ülkemiz su kaynakları açısından Ortadoğu ülkelerine göre zengin ancak Avrupa ülkelerine göre fakir. Küresel sıcaklıkların artmasıyla beraber tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de su kaynakları azalıyor ve kalitesi düşüyor. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımızı yeterince koruyabiliyor muyuz?
Birleşmiş Milletler (BM) verilerinden derlenen bilgilere göre, küresel ısınma kaynaklı yağış
azlığı, aşırı buharlaşma, hızlı tüketim ve kirlilik nedeniyle dünyadaki temiz su kaynakları hızla tükeniyor. Dünya nüfusunun ve ekonomisinin katlanarak büyümesi sonucu buna paralel olarak doğa ve çevreye verilen tahribat da katlanarak büyüyor. Küresel ısınma sonucu su kaynakları azalmakta ve kuraklık baş göstermekte. Buna bağlı olarak da çevre kirliliği ortaya çıkmakta. Şayet gerekli tedbirler alınmazsa, yapılan araştırmalar sonucu bu durumdan en çok etkilenecek ülkenin Türkiye olduğu tespit edildi. Bir ülkeyi, bir coğrafyayı ayakta tutan ekosisteminde ciddi sorunlar olması en çok canlıları etkilediği için ileride canlı türleri yok olacak. Sağlık Bakanlığı, Karadeniz Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, DSİ ve İlbank işbirliğinde 3’üncü Uluslararası Su ve Sağlık Kongresi bugün Antalya’da başlıyor. Kongrenin teması ‘Suya dair her şey.’ Su hayattır diyorum.