Üniversite yıllarımda yabancı yatırımcıları da derslerle sıklıkla ele alırdık. Bir ekonomide yatırımların artmasındaki en önemli faktörlerden biri, yapılacak olan yatırımlara ilişkin kaynak yaratılmasıdır. Söz konusu kaynak, kamu ve özel kesim tarafından yaratılacak olan tasarruflardır. Tasarrufların yetersiz olması durumunda, ülkeler, kaynak ihtiyaçlarını, borçlanarak veya yabancı ülkelerdeki fonları kendi ülkelerine çekerek karşılama yoluna giderler. Günümüzde, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere, bütün ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını kendilerine çekmeye çalışırlar ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları aracılığıyla ihracat, üretim ve istihdam artışı sağlamayı hedeflerler. Bizim ülkemiz gibi. Koronavirüsün dünya ekonomisine yaptığı tahribatın 3.5-4 trilyon dolar arasında bir rakam olduğu ifade ediliyor. Türkiye’nin ekonomisine ne kadar zarar verdiğini bilmiyorum ama benim tahminime göre beğenir, beğenmezsiniz 30-50 milyar dolar aralığında bir rakam. Bugün doların TL’ye karşılığına bakarak daha fazla olabileceğini düşünebilirsiniz. Dünya genelinde dolar alımları var, haliyle altın da her zaman en güvenilir liman olduğu için yükselişi sürüyor. Başa dönelim, yabancı sermaye hangi ülkelere gidecek. Biraz da buna kafa yormamız gerekir. Hayat normalleştiğinde her ülke ekonomisini ayakta tutabilmek için daha çok yabancı sermayeye ihtiyaç duyacak. Yabancı sermaye baş tacı olacak. Türkiye daha çok yabancı sermayeyi çekebilecek mi? Türkiye, yabancı sermayenin girişini daha kolay ve hızlı gerçekleşmesini istiyorsa yasal ne tür bir düzenleme yapılması gerekiyorsa şimdiden önlemeni alması gerekiyor. Yeni dünya düzeninde bizi nasıl bir Türkiye bekliyor hep birlikte göreceğiz.