Bu sorun ne Antalya’nın ne de ilçelerinin sorunu, aslında ülkemizin genelini ilgilendiriyor. Dolu, hortum, aşırı yağmur ve kar yağışının neden olduğu sel ve heyelanlar dışında yaşanan olumsuzluklara ‘afet’ diyebilir miyiz?
Antalya’da iki gün belli aralıklarla yağmur yağdı, iki ilçe Serik ve Gazipaşa yağmur nedeniyle birçok noktada su baskınları yaşadı. Gazipaşa’da adliye binası otoparkındaki 5 otomobil, 2 metreyi bulan sel suyuna gömüldü. İlçede çok sayıda serayı da su bastı.
Serik’te de yağmur, yaşamı olumsuz etkiledi. Karadayı, Boğazkent, Belek ve Kadriye mahallelerinde derelerin taşması ve yağmur sularının birikmesi nedeniyle ovalar ve bazı yollar su altında kaldı. Belek ve Kadriye’deki bazı sitelerin zemin katları da suyla doldu. Buralarda oturan vatandaşlar evlerinden çıkmakta güçlük çekti. Bazıları ayaklarına poşet geçirerek yarım metreyi bulan suyun içinden geçerek evden çıkabildi. Bölgedeki çok sayıda sera, tarım arazisi ve meyve bahçesinde de su baskınları yaşandı.
Metrekareye 150 kilogram yağış düştüğü söyleniyor ve bu yüzden su taşkınları olmuş. Bunun nedeni altyapı eksikliğidir. O kadar çok yağış oluyor ki cadde ve sokaklar tıkanıyor, dereler fazla suyu taşıyamıyor ve taşıyor, evler, seralar ve tarım arazileri su içinde kalıyor. Derelerin daha fazla su taşıyabilmesi için önlem alınabilir mi? Bunu konunun uzmanları cevaplandırmalı. Caddeler, sokaklar ve binaları su basmasında büyük etkenin zamanında yapılamayan altyapı eksikliği olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ülkemizde birçok ilçe belediyelerinin bütçeleri yetersizdir. Gelirleri giderleri karşılayamamaktadır. Belediye başkanı ve kadroları ilçelerinin altyapı eksikliklerini uzun vadede planlamalar yapmak suretiyle gidermeye çalışıyorlar. İlçe belediyelerine daha fazla kaynak verilmesi gerekiyor. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı tatilciyi misafir eden Antalya’da bu tür manzaraların yaşanmaması için daha çok çaba gösterilmelidir.
Umut Özen