Kabus gecesinin üzerinden 5 gün geçti ama ülkenin her tarafında millet meydanlarda demokrasi nöbeti tutmaya devam ediyor…
Bazı kesimler açık açık söyleyemese de buna başından beri karşı. Bu çevreler, halkın cuntacılarla karşı karşıya getirilerek riske edildiği görüşünde. Oysa darbe girişiminin detayları ortaya çıktıkça milletin meydanlara çağrılmasının ne kadar doğru ve yerinde olduğu anlaşılıyor…
Daha önce de vurguladığımız gibi, bu kanlı girişimin kırılma noktası, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kefenimizi giydik sizlerle meydanlarda buluşmaya geliyoruz” diyerek milleti sokağa davet etmesidir. Nitekim bu çağrıya icabet eden milyonlarca insan cuntacılara ömürleri boyunca unutamayacakları bir ders verdi.
Muhalefet artık meydanların boşaltılması, güvenliğin kolluk kuvvetlerince sağlanması görüşünde olsa da Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri millete ‘meydanları boşaltmayın’ çağrısı yapmaya devam ediyor. Çünkü artık her şey bitmiş gibi görünse de ortaya çıkan ayrıntılar riskin devam ettiğini gösteriyor.
Böyle düşünülmesine sebep olan şey ise Hava Kuvvetleri Muharebe Arama Kurtarma Timi (MAK) ile Sualtı Taarruz ve Savunma Timi (SAT) komandolarının suikast ihtimali. İddialara göre bu timlerin elinde 250 kişilik suikast listesi bulunuyor. Hükümet kaynakları, önemli sayıda SAT ve MAK komandosunun kaçak durumda olduğunu belirtiyor…
Özel olarak yetiştirilen, her doğa ve hava koşuluna dayanaklı bu timlerin ormanlık alanlarda olabileceği ve her an ellerindeki listeye göre suikastler gerçekleştirebileceği ihtimalinden bahsediliyor. Bu kapsamda devlet kademesinde üst düzey yöneticilerin koruma sayısı arttırılırken, seyahatler ve görüşmelere de sınırlama getirildi. Kurumlarda da güvenlik önlemleri sıkılaştırıldı. Başta Meclis olmak üzere binaların giriş çıkışlarına bariyer yerleştirildi.
İşte bu ve buna benzer durumlar nedeniyle hükümet yetkilileri meydanların boş bırakılmamasını, vatandaşın demokrasi nöbetini sürdürmesini istiyor…
Milletin sokakta olması can güvenliği açısından elbette riskli ancak gözünü kan bürümüş darbecilerin başarılı olması durumunda yaşanacakların yanında bunun lafı bile olmaz. Kaldı ki milletteki bu kararlılık, tankları, helikopter ve uçakları durdurduğu gibi SAT ve MAK komandolarını da yapmayı planladıkları suikastlardan vazgeçirebilir.
Beyinleri yıkanmış bu kişilere ‘millete rağmen’ hiçbir şeyin yapılamayacağı gerçeğini hatırlatabilir…