Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki ‘iktidar yapmışsa mutlaka yanlıştır’ yaklaşımı ve ‘ne olursa olsun her şeye muhalefet’ anlayışı asla değişmiyor. Değişmediği için de hedeflenen o ‘iktidar’ bu partiye gönül vermiş kitlelerin hayali olmaktan öteye gidemiyor…
Bugüne kadar ortaya koydukları argümanlara bakınca CHP muhalefetinin ana ekseninde genelde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Antalya özelinde ise Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i görüyoruz…
Muhalefet partilerinin, hele ana muhalefet partisinin asli görevi elbette ki iktidarın yanlışlarını, eksiklerini, hatalarını ortaya koymak ve eleştirmek. Bunu yaparken de alternatifler sunmak. Ancak uygulamada hiçbir zaman böyle olmuyor. Eleştiriler eğrisine, doğrusuna bakılmaksızın yapılıyor. Analizler yapılmadan, mesele iyice araştırılmadan, ‘bunlar yapmışsa mutlaka altında bir çapanoğlu vardır’ önyargısı ile muhalefet ediliyor. Bu durum aslında Türk siyasetinin kılcal damarlarına dahi sirayet etmiş bir hastalık olsa da, CHP kantarın dozunu iyice kaçırmış durumda.
Önceki gün CHP’nin çiçeği burnunda il başkanı Ahmet Kumbul, basın toplantısı yaparak Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes Türel’i eleştiri bombardımanına tuttu. Kumbul, belediyenin Antalya'nın 3'üncü büyük yeşil alanı olan Akdeniz Kent Parkı’nın Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından 30 yıllığına Kabataş Gayrımenkul A.Ş. ile Rönesans Gayrimenkul A.Ş. ortaklığına ihale edildiğini belirterek bununla kamunun zarara uğratıldığını öne sürdü. “Halkın malı olan bir alanımız daha rant için özel şirketlere verildi. Minicity'i yıkıp AVM, hastane alanına otopark, Migros AVM yerine havuz ve restoranlar, parkın geri kalanına da paralı aktivite alanları yapılacakmış” diye yakındı. Kumbul, Büyükşehir önceki Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın’ın sözkonusu alanı 5 milyon TL'ye ihale edilip kente 10 hektarlık çok değerli bir yeşil alan kazandırdığına da vurgu yaptı.
Bunlar iyi güzel de, mesela Akaydın döneminde yapılan Akvaryum’dan, akvaryum yapılırken dozerlerle yerle bir edilen Bakı Tepesi’nden filan hiç bahsetmedi. O bahsetmeyince cevap hakkını kullanan Büyükşehir Belediye Başkanı Türel bunları hatırlattı. Türel, “Tamamı falez olan bu tepe yok edilirken neredeydiniz?” diye sordu.
Haksız mı? Değil.
Ahmet Kumbul’u tanırım ve severim. İl başkanlığı koltuğuna ‘başarı’ hedefiyle oturduğunu, gençliğin vermiş olduğu dinamizmi başkanlığa yansıtma çabasını da anlayabilirim. Ancak izlediği yol doğru bir yol değil. Kumbul eğer ortaya bir ‘fark’ koymak istiyorsa önce CHP’deki bu ‘ne olursa olsun eleştiri’ mantığından sıyrılmalı. Menderes Türel siyaseten rakibiniz olabilir, sevmeyebilirsiniz ancak Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yaptığı iyi şeyleri alkışlamanız lazım ki, eleştirileriniz kamuoyunda karşılığını bulsun. Türel’in dünkü açıklamasında dediği gibi henüz konsept proje aşamasındaki bir meseleyi böylesine eleştirmenin CHP’ye kazandıracağı hiçbir şey yok. Hele meseleyi ‘çevre duyarlılığı’ zaviyesinden ele almak inanın kamuoyuna hiç inandırıcı gelmiyor. Çünkü Türel’in gerçekleştirdiği projelerde tarihi dokuların, arkeolojik ya da doğal SİT alanlarının korunmasında nasıl bir gayret gösterildiğini herkes biliyor/görüyor.
Ben Türel’in dünkü açıklamasında neler söylediğini buradan bir kez daha tekrar etmeyeceğim. Zaten dünkü gazetelerde okuyan okudu. Ancak bir noktanın altını özellikle tekrar çizmek istiyorum; Bir şeyi eleştiriyorsanız, alternatifini de ortaya koymanız gerekir. Orada atıl vaziyette duran bir alanın yeni bir yaşam ve cazibe alanı haline getirilmesinde kamu zararı değil aksine kamu yararı vardır. Antalya’nın bir turizm kenti olduğu unutulmamalı. Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, temel ve sosyal belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra kent turizmine canlılık kazandırmak adına da her fırsatı değerlendirmekte ve örnek teşkil edecek birçok projeye, yatırıma imza atmaktadır. Bunları siyasi saiklerle yazmadığımı ve yazmayacağımı beni az çok tanıyan herkes bilir. Antalya’nın çocuğu olan Türel’in doğduğu ve yaşadığı bu kente samimi duygularla hizmet verme gayretini görmezden gelmek gerçekten de hakkaniyete sığmaz. Başta da dediğim gibi yanlışları, eksikleri olabilir. Nitekim kuldur beşerdir ancak bu kentin geleceğiyle ilgili en ufak bir art niyetini, kötü düşüncesinin olduğuna beni kimse inandıramaz.
Millet de zaten inanmıyor ki sandıkta bunun karşılığını veriyor…