YSK’nın İstanbul’da seçimi yenileme kararı alması şu sıra ülkenin birinci gündemi.
Uzun süredir devam eden polemikler, karşılıklı söz düelloları YSK’nın kararını açıklamasının ardından iyice hız kazandı. Doğal olarak medyanın tüm organları bu noktaya kilitlenmiş durumda.
Tabi ekseriyetin yanıt aradığı soru şu; Şimdi ne olacak?
Seçim yenilenecek orası tamam da sonrasında ne olacak?
Sonrası için bazı merkezler tarafından pompalanan ilk beklenti boykot. Ancak 23 Haziran’da yapılacak yeni seçimi boykot çağrılarına CHP’den olumsuz yanıt geldi. CHP Parti Meclisi üyeleri, milletvekilleri ve Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı toplantıdan ‘seçime katılma’ kararı çıktı. İyi de oldu. Boykot beklentisinin zaten gergin olan toplumu daha da gereceğine şüphe yok. Böyle bir gerginliğin ne iktidara, ne muhalefete yarar sağlamayacağı da ortada. Öyleyse sağduyulu olmak en doğrusu.
Neyse. İstanbul seçimlerini bir tarafa bırakalım. Ben bugün farklı bir noktaya değinmek istiyorum. Ekrem İmamoğlu adını toplumun ekseriyeti, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğunda öğrendi. Beylikdüzü Belediyesi eski Başkanı İmamoğlu İstanbul’da az çok tanınıyor olsa da ülke genelinde tanınmıyor, bilinmiyordu. Milyonlarca insanın onun siyasette varlığından haberi dahi yoktu. Şimdiler de ise en çok konuşulan, en fazla tanınanlardan biri.
İlginç değil mi? Daha birkaç ay öncesine kadar kimsenin bilmediği, tanımadığı biriyken bugün birileri sizin için ‘lider’ tanımlaması yapıyor. Son günlerde ‘siyaset mühendisleri’nin bu yönde topluma ayar verme çabalarına şahit oluyoruz…
“İstanbul’u kazanamasa bile CHP’de liderliği kazanır” diyenler, “CHP aradığı lideri buldu” diyenler sosyal medyada çığ gibi çoğalıyor. Sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi…
Malum CHP’de öteden beri var olan liderlik kavgasının yeni materyali belli ki Ekrem İmamoğlu. Oyun kurucular Muharrem İnce’den beklediğini bulamayınca sahaya yenisini sürdü. Şimdi birileri, “Yahu İmamoğlu’nu bu sahneye sokan bizzat Kılıçdaroğlu’nun kendisi” diyecektir. Evet doğru. İstanbul BB Adayı olmasını isteyen/sağlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizatihi kendisi. Ancak ona bu zemini hazırlayanlar yine aynı ‘oyun kurucular’…
İster komplo teorisi deyin, ister hikaye veya başka bir şey. İnanıp inanmamak size kalmış. Ancak aklınızın bir köşesinde tutun bu söylediklerimi ve süreci dikkatlice izleyin. 23 Haziran’da yapılması öngörülen İstanbul seçimlerinin hemen ardından İmamoğlu adını bu kez CHP liderliği için daha sık duyacak, yaşanan polemiklere şahit olacaksınız. Şu sıralar “İmamoğlu’nun arkasından dimdik duracağız” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, tahtını sarsmaya aday olan İmamoğlu’na nasıl tavır aldığını da ibretle izleyeceksiniz…
Söylemedi demeyin…