Türkiye, tarihinde ilk kez böyle bir mitinge sahne oldu. Pazar günü İstanbul Yenikapı’da gerçekleştirilen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nden bahsediyorum…
Yaklaşık 5 milyon insanın katıldığı belirtilen bu mitingi eşsiz kılan aslında katılımcı sayısı değil katılanların çeşitliliği oldu. Çünkü Türkiye’de ilk kez farklı düşüncelerdeki, farklı kutuplardaki milyonlar ortak bir payda için, vatanın bekası için bir araya geldi. Tek bayrak, tek devlet, tek millet sloganı çok uzun zaman sonra ilk kez anlamını buldu. Üstelik katılımcı sayısı Yenikapı’yla da sınırlı değildi. Aynı saatlerde tüm şehirlerde kent meydanları hınca hınç doldu, meydanlara gidemeyenler de ekran başında o coşkuya ortak oldu.
Kanlı darbe girişiminin ardından başlayan demokrasi nöbeti, 23’üncü gününde Yenikapı’da milyonlarca kişinin tanıklığında zirve yaptı. 81 il meydanında dev ekranlardan izlenen mitingle, tüm dünyaya ‘Türkiye tek yürek’ mesajı iletildi. Yenikapı’da birlik ve kardeşlik ruhu yeniden canlandırıldı. Zaman zaman 36 dereceye kadar ulaşan sıcaklığa rağmen alanı dolduran milyonlar ellerindeki Türk bayraklarını coşkuyla dalgalandırdı.
“Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım, hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” dercesine…
Çok ama çok önemliydi bu miting…
Uzun yıllardır birbirine düşman edilen kesimlerin ‘vatan’ için omuz omuza vermesi adına önemliydi. Ayrılıkların, farklılıkların mevzu vatan olduğunda anlamsızlaştığını göstermesi açısından önemliydi…
Farklılıklarımızın aslında zenginliklerimiz olduğu gerçeğinin farkına varılması adına, hele de siyaseten uzlaşma adına önemliydi…
Nitekim daha yakın zamana kadar aynı fotoğraf karesine girmekten imtina eden parti liderleri düşman çatlatırcasına yan yana, omuz omuza verdi. Yapılan konuşmalarda kullanılan ‘barış dili’, uzlaşı mesajları dikkat çekiciydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir röportajında, 15 Temmuz’un bir milat olması gerektiğini söylemişti. O yönde adımlar atıldı. Tüm liderler ‘bundan sonra’ uzlaşma adına yeni bir sayfa açılması noktasında hemfikir oldu. Söylemler de bu yönde oldu.
Çünkü milli irade böyle olmasını istiyor…
Çünkü milli irade artık iç kavgalardan, kısır çekişmelerden bıktı…
Dolayısıyla bundan sonra yapılması gereken, bu uzlaşı söylemlerinin altını doldurmak olmalı. Önceki gün Yenikapı’da ve Türkiye’nin her tarafında yaşanan birlik ve beraberlik söylemleri havada kalmamalı. Bunun için iktidarı, muhalefeti gerekli özveriyi göstermelidir.
Özellikle iktidar partisine bu anlamda daha fazla görev düşüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşmasında, “Biz de hatalar yaptık, Allah affetsin” demişti. Bu yaklaşımın bundan sonra da sürmesi, uzlaşı söylemlerinin somutlaşması mutlak gerekli. Çünkü uzlaşının temelinde ‘ben yaptım doğrudur’ mantığının yerine ‘doğruya doğru, yanlışa yanlış’ demek yatıyor.
Nitekim herkes hata yapabilir…
Önemli olan hatalardan, yanlışlardan ders çıkarmak...
Bunu artık tüm ülke olarak, millet olarak yapmamız gerekiyor. Aksi halde bugün FETÖ’yü bitirsek bile yarın yerlerini benzeri başka örgütler mutlaka alacaktır.
İyi haftalar..