Kapılarını bu sezon futbolseverlere açan Antalya Stadyumu, çarşamba akşamı ilk kez bir milli maça ev sahipliği yaptı. Millilerimizin İsveç’le oynadığı hazırlık maçı nedeniyle 33 bin kişilik stadyumun tamamı hınca hınç doldu. Stadyumda gözün görebildiği her nokta Türk bayraklarıyla ve Atatürk posterleriyle gelin gibi süslenmişti. Hemen herkesin elinde gururla sallanan Türk bayrakları, ara ara çalınan mehter marşları, tribünlerde yer yer göze çarpan terör karşıtı döviz ve pankartlar ve atılan sloganlar teröre karşı tek yumruk olunduğunun örnek bir göstergesiydi. Muhteşem bir atmosferdi kısacası.
Yaklaşık 18 yıl sonra bir milli maça ev sahipliği yapan Antalya seyircisi gerçekten de üzerine düşeni en iyi şekilde yerine getirdi. Maç boyunca bir an bile susmayan taraftar, rakip takımın pozisyonlarında, duran top kullanımı sırasında çıkardığı kulakları sağır edici tezahüratlarla millilere önemli katkılar sağladı.
Maçı izlemeye gelenler arasında ünlü spor yorumcusu Ömer Üründül de vardı. Bir ara kendisine, “Daha önce böyle bir atmosferle karşılaştınız mı ?” diye sordum. “Konya’daki maça gitmedim, orayı bilmiyorum ancak çok uzun zamandır böyle bir atmosfere şahit olmamıştım” dedi.
Yani elbette milli maçlar her zaman coşkulu olur, futbolseverlerin ilgisi kulüp maçlarından çok daha üst ve farklı seviyededir. Ancak buradaki atmosferi farklı kılan, teröre karşı duyulan öfkenin milli maçta kitlesel bir tepkiye dönüşmesi ve ‘birlik-beraberlik’ şeklinde tezahür etmesiydi.
Dolayısıyla bu durum zaman zaman maçın önüne bile geçti…
Gelelim büyük keyif veren maça…
Bir hazırlık maçı olmasına rağmen millilerin ortaya koyduğu oyun disiplini Fransa öncesi ümit vericiydi. Ara ara verilen pozisyonlar, defansımızda bir türlü çözüm bulamadığımız zafiyetler olsa da maçın genel hakimi kesinlikle millilerimizdi. Bir bir bakıldığında tüm oyuncular görevlerini en iyi şekilde yerine getirdi ancak özellikle kaleci Volkan Babacan, Burak Yılmaz’ın yokluğunda onun görevini üstlenen Cenk Tosun ve Arda Turan fazlasıyla öne çıkan isimlerdi. Son haftaların formda ismi Volkan Şen de kanattan bindirmeleri ve ceza yayı önünde yarattığı pozisyonlarla oyunda kaldığı süre içerisinde günün dikkat çekenlerinden biriydi.
Kaleci Volkan Babacan, çok net iki golü ustalıkla önlerken, bu takımın artık değişmez kalecisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle İsveç’li John Guidetti’nin ceza alanı içinden yaptığı röveşatayı aynı güzellikle çıkarırken tribünlerden büyük alkış aldı.
Ve tabi Arda Turan…
Arda Turan bu maçta bir kez daha gösterdi ki, artık bir dünya starı. Bir oyuncu kendisini bu kadar mı geliştirir, bu kadar mı üstüne koyar. İzleyen herkes gördü, bu Arda, Galatasaray’dan giden Arda değil. Sahada oyunun her anına hakim. Antalyaspor’da Eto’o’nun yaptığını milli takımda Arda yapıyor. Oyunu ustalıkla yönetiyor. Hücumda da var, savunmada da. Attığı milimetrik paslarla her an bir pozisyon yaratıyor. Tabi Barcelona’ya transferinden sonra beklentileri bir hayli yükselttiği için herkes her maçta ondan gol bekliyor. Dolayısıyla gol atamadığı maçlarda sanki iyi oynamamış gibi görünüyor. Oysa Arda İsveç maçında gol dışında hemen her şeyi yaptı. Sağlıklı, diri bir Arda Türk milli Takımı’nın Fransa’daki en büyük kozu olacak.
Özetlemek gerekirse; milli takım hala bir takım sorunlarını çözememiş olsa da keyif veren, seyir zevki yaşatan bir futbol oynuyor. Fransa’da yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonası finallerinde mücadele edecek olan Ay yıldızlı ekibimizin bu turnuvada en çok konuşulacak takımlardan biri olacağına yürekten inanıyorum.
Sevgiyle kalın