Yarın Kurban Bayramı. İyi günde, kötü günde birlik olma, dayanışma, özellikle ‘paylaşma’ günü yani…
Paylaşma bayramıdır aslında Kurban Bayramı ancak dikkat ediyorum da bayramdan günler öncesinden başlayan ‘derin dondurucu’ kampanyaları düzenleniyor. Bu dönemlerde derin dondurucu satışları patlama yapıyor nedense…
Son yıllarda hemen her Kurban Bayramı’nda benzer tablolar yaşanıyor maalesef. Farkediyor musunuz, artık bayram namazı sonrası belli bir yaşın üzerindeki küçük grupların haricinde kimse bayramlaşmıyor. Namazı bitiren ‘aman bir tanıdık çıkar’ endişesiyle olsa gerek kimsenin yüzüne dahi bakmadan koştura koştura evine kaçıyor.
Niye?
Çünkü evde başka bir telaş var…
Kurban kesilecek, alelusul birkaç kemikli ve yağlı parça göstermelik olarak konu komşuya ayrılacak ve ardından en leziz, en güzel yerinden mangallık etler hazırlanacak. Ayrıca sonraki günlerde yemek üzere kalan etler tasnif edilip derin dondurucuya istiflenecek…
Öyle eskiden olduğu gibi hısım akraba, konu komşu arasında bayramlaşma ziyaretleri filan da yok artık. Zaten birçoğu bayramı ‘kısa bir tatil’ olarak değerlendirdiği için apartmanların üçte ikisi genellikle boş. Evde kalanlar da işte yukarıda bahsettiğim gibi etlerini tasnif edip pikniğe, denize filan gidiyor. Mangallar harlanıyor, etler pişiriliyor, Kurban ibadetini yerine getirmenin (!) keyfi yaşanıyor…
İşte maalesef son yıllarda Kurban Bayramı önemli bir kitle tarafından böyle yaşanıyor…
Oysa, Allah’ın emrettiği Kurban bu değil. Büyüklerimizin bizlere emanet ettiği Kurban Bayramı da asla böyle değil…
Allahü Teala, “... kendilerine rızık olarak verdiğimiz kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allâh’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”(Hacc 22/28) diyor. Yani Kurban’ı Allah için keseceksiniz ve fakir fukaraya, konu komşuya dağıtacaksınız. Öyle derin dondurucuya istiflemekle Kurban ibadeti yerine getirilmiş olmuyor. Evet Kurban bir ibadet. Dolayısıyla kurbanı, son zamanlarda kendilerine ‘hayvansever’ adını veren bir takım zümrenin iddia ettiği gibi bir ‘vahşet/katliam’ olarak görmek asla doğru değildir. Çünkü Allahü Teala’nın kesilen hayvanların ne etine, ne kanına ihtiyacı yoktur. Kurban, sadece O’na teslimiyetin bir göstergesidir. İhlasın, takvanın göstergesidir. Zaten Allah nezdinde değerlendirilecek olan da bu ihlas ve takvadır. Dolayısıyla doğru olan, Kurban Bayramı’nı bu anlam çerçevesinde yaşamaktır.
Bu vesile ile tüm İslam aleminin Kurban Bayramı’nı kutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu arada bayram nedeniyle trafiğe çıkacak olanlara da seslenmek istiyorum; Lütfen dikkatli olun, Kurban Bayramı’nda kurban olmayın…
İyi bayramlar…