Her şey yalan, bu gerçek. Ekonomi S.O.S veriyor.
Ekonomik kriz var mı yok mu tartışmasını bir tarafa bırakalım kriz dönemlerinin durgunluğu net bir şekilde görülüyor.
Herkes tedirgin, karamsar.
Resmen önümüzü göremiyoruz…
Olmayanda zaten yok da, olan da belirsizlik nedeniyle harcama yapmıyor. Haliyle yaprak kımıldamıyor. Sıcak para dönmüyor. Kimle konuşsam benzer yakınmaları duyuyorum. İşsizin de, çalışanın da, iş adamı, tüccarın da tadı tuzu yok…
Aylarca 31 Mart seçimleri gündemimizi işgal etti. Bitti, şükür kurtulduk derken tekrarlanan İstanbul seçimleri çıktı bu kez. Haftalar süren bir maraton, siyasi gerginlikler, atışmalar vs. derken ekonomi yine kimsenin aklına gelmedi. Oysa halkın, hepimizin muzdarip olduğu belki tek konu ekonomi. İstanbul seçimleri de bitti nihayet ve artık ekonomiyi konuşma zamanı. Artık halkın gerçek gündemine dönme zamanı.
Geçtiğimiz günlerde Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nda ‘Antalya İş Dünyası-Yerel Yönetimler Zirvesi’ yapıldı. Bu üçüncüsüydü. 31 Mart seçimleri sonrası göreve gelen Antalya Büyükşehir ve Merkez ilçe belediye başkanları, bu zirvede iş dünyasıyla bir araya gelerek kentsel ve sektörel konularda görüş alışverişinde bulundu. Sivil toplum kuruluş temsilcileri ve medya da takip etti zirveyi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, zirvede önemli mesajlar verdi, dikkat çekici uyarılar yaptı. Örneğin, artık kentsel yaşam kalitesinin ekonominin gelişmesinin başlıca koşullarından birisi olduğuna dikkat çekti, kentin ekonomide ve diğer alanlarda başarılı olması için yerel yönetimlerin güçlü olması gerektiğini söyledi. “Güçlü belediyelerin yanında güçlü bir sivil toplum olmalı ve ortak akıl ile kent birlikteliği sağlanmalıdır” dedi. “Neredeyse 25-30 yıldır konuştuğumuz ve halen çözemediğimiz birçok sorunumuz var. Bunlardan belki en önemlisi planlı büyüyen bir şehir olamamamız” dedi.
Trafik sorununun çözümünde birçok yatırım yapıldığını ancak bu yatırımların Antalya’nın büyüme hızına yetişemediğini vurguladı ve “Antalyalılar artık metroya kavuşmalıdır” dedi.
Kaleiçi ve tarihi eserlerin restorasyonu, kent kültürü ve estetiği, kentsel dönüşüm, dijital devrim, turizmin 12 aya yayılması, turizm gelirlerinden belediyelerin pay alması, ticarette planlama, toplu işyerleri kurma, ticarete disiplin getirme, alışveriş caddeleri, mahalle çarşıları kurulması gibi daha birçok konudan bahsetti Çetin.
ATSO Başkanı Çetin konuşmasında ‘ortak akıl ve güçbirliği’ vurgusunu özellikle öne çıkardı. Çetin, “Artık siyaseti bir tarafa bırakıp Antalya için güçbirliği yapalım. Birbirimizle yarışmayı bırakalım, birlikte dünyayla rekabet edelim. Böyle gelmiş, böyle gider söylemini bırakalım. Antalya’nın ortak vizyonunu siyasi rekabetin üzerinde tutalım” şeklindeki ifadeleriyle aslında halkın, ekseriyetin genel düşünce ve beklentilerini dile getirdi. Çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor. Seçimlerle, siyasi tartışmalarla ötelenen ekonomik gerçekleri artık daha fazla sümen altı etmek mümkün değil. Umutsuzluk, yarın endişesi giderek artıyor. Mutfaklardaki yangın her geçen gün biraz daha büyüyor ve evi sarıyor. Yönetenlere düşen, bu yangını derhal, ivedilikle söndürmek. Ülke yönetimine talip olanlar bilmeli ki, müdahale biraz daha gecikirse ortada ne yönetilecek insan, ne kent, ne de ülke kalmayacak…