Antalya Ticaret Borsası’nın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) desteğiyle bu yıl 7’ncisini gerçekleştireceği Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) için geri sayım başladı. Bu yıl 26-30 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek fuarın ilki 2010’da yapılmış ve 24 bin kişi ziyaret etmişti. Geçen yıl yapılan 6’ncı YÖREX’in ziyaretçi sayısı ise 132 bini aşmıştı. Ziyaretçi sayısı 6 yılda 5 kattan fazla artış gösterdi. Bu yıl rakamın 200 bine dayanması işten bile değil.
Bu da gösteriyor ki Türkiye bu fuarı sevdi…
Yönetim Kurulu Başkanı olduğu günden bu yana Antalya Ticaret Borsası’na önemli bir ivme kazandıran Ali Çandır, diğer icraatları bir yana sırf YÖREX’i bu kente, bu ülkeye kazandırdığı için bile her türlü takdiri hak ediyor…
İlk başlarda ‘laf olsun torba dolsun misali yerel bir etkinlik’ gözüyle bakanlar dahi bugün YÖREX’in aslında ne kadar önemli bir misyon üstlendiğini fark etmiş durumda. Doğu’dan Batı’ya yüzlerce yöresel ve geleneksel ürüne ev sahipliği yapan YÖREX, sadece bu ürünlerin tanıtımını yapmakla kalmıyor, coğrafi işaret almalarına da öncülük ediyor.
Nitekim bu fuara katıldıktan sonra coğrafi işaret alan veya almak için başvuran çok sayıda ürün duyuyoruz/okuyoruz…
YÖREX son derece önemli bir fuar çünkü her şeyden önce dünyanın milyarlarca dolar para kazandığı ve bizde de bir hayli fazla olan yöresel değerlerin ortaya çıkarılmasına, bu değerlerin farkına varmamıza vesile oldu. Lokal olarak tanınan birçok ürünümüz bugün birer marka haline gelmiş durumda. Kimileri dünya piyasalarında dahi yer bulmaya başladı. Hem üretici hak ettiği kazanca ulaşıyor, hem bu ürünler vasıtasıyla ülke reklamı yapılıyor…
Üstelik bu fuara katılan üreticiler, gerek ambalajlama, gerekse sunum, satış ve pazarlama konularında giderek daha ustalaşıyor. Üretici aynı zamanda fuarda büyük market ve otellerin satın alma departmanlarıyla birebir görüşme fırsatı da buluyor.
Yani demem o ki, neresinden bakılırsa bakılsın YÖREX, son yıllarda ülkemizde gerçekleştirilen bu tür organizasyonlar arasında hiç şüphesiz en verimli, en faydalı olanı. Bundan sonra yapılması gereken bu fuarı uluslararası boyuta taşımak olmalı. ATB Başkanı Çandır’ın da nihai arzusu bu. Ancak uluslararası arenaya açılmak sadece ATB’nin yapabileceği bir şey değil.
Devlet desteği şart…
Ve bence bu destek de en kısa sürede verilmeli…
Her yıl sırf ülke imajını düzeltmek adına milyarlarca liralık tanıtım kampanyaları yapılıyor olmasına rağmen alınan sonuç ortada. Oysa YÖREX’e verilecek destekle ciddi anlamda tanıtım yapılacağı gibi maddi anlamda geri dönüş almak da mümkün olacaktır.
Yöresel ürünlerimiz böylesi tanıtımlarla yurtdışı pazarlara daha fazla açılabilecek, daha hızlı markalaşabilecektir…
İyi hafta sonları…