İnternette sörf yaparken dikkatimi çekti. Psikolojide ‘yansıtma’ adı verilen bir rahatsızlık var. Paranoya ile birlikte anılan bir savunma mekanizması olarak da tanımlanan ‘yansıtma’ bir tür davranış bozukluğu ve ruhsal rahatsızlık…
İnsanda duygu, düşünce, algı ve karar verme yetisinin sağlıksızlaşmasıyla ortaya çıkıyormuş.
Aslında toplumsal koşullarda, hele de içinde bulunduğumuz bu çağda, çoğu insanın sırf kendini korumak ve savunmak için başvurduğu çok doğal ve masum bir davranış olarak görülebilir ancak uzmanlara göre çok ciddi, önemli ve hatta tehlikeli bir rahatsızlık.
Tipik özelliği, bu kişilerin asıl kendisine söylemesi gerekenleri karşısındakine söylemesi. Ya da, kendine yakıştıramadıklarını, başkalarına yakıştırması. Bireyin kendine ait kusur ve yanlışlarını karşısındakine mal edip, kendini karşısındakine yansıtması. Bunun için ‘yansıtma’ diye tanımlanıyor. Kişi makbul olmayan kendine ait özellikleri ve davranışları, direk karşısındaki kişiye yansıtıp, bunlar sanki karşısındaki kişinin özellikleri ve davranışları imiş gibi ona yüklüyor ve onu eleştiriyor.
Daha açık ifadeyle bu rahatsızlığı olan kişi diyelim ahlaksız ise ahlaksızlığını, yalancı ise yalancılığını, korkak ise korkaklığını sürekli karşısındaki kişi veya kişilere yükleyerek kamufle ediyor…
Genellikle kişilik zafiyetinden ve aşağılık kompleksi ile paranoyanın da eşlik ettiği ego kaygısından kaynaklanıyor. Kişi, kendindeki eksiklikler nedeniyle bilinçaltında kendini ayrıcalıklı ve üstün görme/gösterme halleri geliştiriyor.
Kibir gibi mesela.
Çünkü bu psikolojideki kişiler önemsenmeye şiddetle ihtiyaç duyuyor. O kendini fazlaca önemsediğinde, ya da kendini önemli gösterdiğinde, başkalarının da onu önemseyeceği yanılgısına düşüyor. Kendi eksikliklerini ve aç olduğu erdemleri bir başkasında gördüğünde, tıpkı aç bir hayvanın açlık dürtüsüyle avına saldırdığı gibi tamamen ilkel bir içgüdüyle, yani aslında yaptığının da pek bilincinde olmayarak, o kişiye ve aç olduğu o erdemlere saldırıyor.
Ego zafiyeti onu sürekli dikkat çekmeye yönlendirdiği için toplumda hep öne çıkma gayreti içinde oluyor. Çünkü bu kişiler ilgiye, sevgiye dolayısıyla kendini iyi hissetmeye aç. Üstüne alınma ve güven problemleri de var. Kendine güvenmediği için başkalarına da güvenemiyor.
Aslında kuşkuları çok ancak bunu dışarıya eminlik olarak yansıtıyor. Şımarıklığa da, pohpohlanmaya da fazlasıyla açık.
Yansıtma, işte bunların tümünün birden sonucu ve hepsini kapsayan bir bozukluk olarak tanımlanıyor.
Okuduğum inceleme yazısına göre bir kişilik sorunsalı ve algı yanılgısı hali de olan bu durum, aşırı ve sürekli olması halinde kişinin kendisini doğru tanıyıp değerlendirmesini bozduğu gibi;
derecesine göre, aynı paralelde önemli algı ve düşünce sapmalarına, giderek daha da büyük yanılgılara, hatta taşkınlıklara ve halüsinasyonlara yol açacak kadar tehlikeli olabiliyor. Ve sadece bu rahatsızlığa sahip kişilerin kendilerine değil, onların bulundukları ortama ve etraflarındaki diğer insanlara da yansıyan zarar verici, başkalarını da yanıltıcı bir nitelik arzediyor. Bu tür olumsuz ve kötü sonuçları önlemek için öncelikle bu kişileri tespit etmek ve tabi psikolojik destek almalarını sağlamak gerekiyor.
Şahsen ben kendi çevremde bu belirtileri taşıyan birilerini gördüm.
Sizler de bakının, belki sizin çevrenizde de vardır.
Tespit edin ve tedbirinizi alın diye yazdım…