Tabiatla insanın iç içe olduğunu ve birbirine birçok konuda benzediğini yaşam bize her gün değişik platformlarda gösteriyor.
Tabiatta değişik ürünleriyle verim veren mucize ağaçtır asma ağacı.
Asma ağacı hem üzüm gibi birçok ürün elde edilen meyveye sahiptir, hem de asma yaprağı ile çeşitli sebze yemeklere lezzet katar.
Asma ağacı 5-6 yaşlarına kadar aynı bir çocuk gibi özenli bakıma muhtaçtır.
Asmaya verilen su gübre ilaç ve ayakta kalması dallanıp budaklanması için kendisine yapılan destekler bir bebeğin çocukluk evresini hatırlatır bize.
İnsanın çocukluktan çıkıp gençliğe geçişindeki verimi olumlu enerjisi gibi asmada 15-20'li yaşlarında üzümlerde verimlilik artar.
50’li, 60’lı yaşlarında asma ağacının rekoltesi artar insanda 50’li, 60'lı yaşlarında daha olgundur.
80-90 yaşına gelen asma ağacında ise verim azalır ama kalite yükselir en kaliteli üzümler bu dönemde elde edilir.
Kendisine iyi bakan insanlar da ömürlerinin bu döneminde hayatın bütün tecrübesiyle konuşurlar ve hareket ederler.
Asma ağacı yaprağı çeşitleri ile, koruğu ile binlerce çeşit üzümü ile tabiatta insana en çok benzeyen canlıdır.
İnsanda çeşitli tiplerde çeşitli karakterde çeşitli huylarda çeşitli kabiliyet çeşitli zekalarda çeşitli duygularda değil midir?
Asma ve insan ilk anlarından itibaren kendisine gösterilen özene, ilgiye göre serpilir büyür ve bu gelişim kronolojisine göre verimli olur.
Asma ağacının rekoltesi vereceği ürünler, başta ona bakan insanlar olmak üzere büyümesine katkı yapan tüm etkenlere "toprak, su, gübre, ilaç" bağlı olduğu gibi insanda anne babası ailesi çevresi eğitimi yönelimleri eğilimleri ile büyür gelişir ve tüm bunların olumluluk derecesine göre kendisine ve topluma faydalı olur.
Atalarımız boşuna dememiş "bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur" diye.
Buda bize gösteriyor ki her şeyin başlangıcı ve sonu arasında gerçek ilgi, gerçek bilimsel yaklaşım sonucu iyi ya da kötü yapıyor.
Gönlünüz ve kalbiniz doğru, bilimsel ilgi ile dolsun.