Bir konunun gerçek nedenini anlatırken genelde meselenin aslı şudur ya da budur denir.
Mesele kelimesini gerek sosyal hayatımızda gerekse özel hayatımızda konunun özünü anlatırken ‘mesele budur’ diye anlatırız.
Uzun gibi gözüken kısacık ömrümüzde onurlu gururlu vicdanlı ve kimseye eyvallah etmeyen insanlar meselenin gerçek tarafında olurlar.
Sosyal ve özel yaşamımızda;
Mesele; gerçek olmak, olduğu gibi gözükmek, sahte karakterli olmamak, sahtekar olmamak.
Mesele; dürüst olmak, yalandan, yalancılıktan uzak olmak, insanları maddi manevi kandırmamak, maddi manevi zarara sokmamak.
Mesele; kendi değerini bilmek, çeşitli nedenlerden manevi düşüşler yaşamamak ya da bu düşüşlerden hızla ayağa kalkmak.
Mesele; başkalarının üzerimizde kurmaya çalıştığı ya da kurduğu hegemonyayı yıkmak, bize emir sözcükleriyle yaptırım yapanlara dur diyebilmek.
Mesele; kıymet vermek, kıymet verdiğine kıymetini hissettirmek, kıymet bilmek.
Mesele; kendini bilmek, mesleğindeki başarılarını, kariyerini unutmamak, kişiliğinden mesleğinde ödün vermemek.
Mesele; kendisini her konuda aşağılayan, eleştiren , acizleştirmeye çalışanlara dur diyebilmek.
Mesele; önceliklerinde evladını , ailesini, kalpten olanları önde görebilmek.
Mesele; insan onuruna, gururuna, kişiliğine yakışır gibi yaşayabilmek.
Kısacası mesele; klasik bir tiyatro eserindeki cümle gibi ‘olmak ya da olmamaktır.’
Gönlünüz ve kalbiniz gerçek meselelerden uzak kalmasın, gerçek meseleleri görenlere anlatanlara yakın olsun.