Son yıllarda "tüketim “, unsuru toplumumuzun en büyük sorunlarından birisi haline geldi.
Elle tutulan, gözle görülen tüketim tutarsızlığımız manevi hayatımızda da etkin olmaya başladı.
Dostluklarda ve sevgide tüketimimiz üst sınıra yükseldi.
Dostluklara ve sevgiye jet hızıyla başlayıp, jet hızıyla bitirebiliyoruz.
Bunun başlıca sebebi karşımızdaki insanın, “karakterine bakmadan, kişiliğini incelemeden, doğruluğuna, yanlışlarına bakmadan, hayata bakışını incelemeden, maddiyata ve maneviyata verdiği değere bakmadan, sosyal hayattaki duruşuna bakmadan" başlamamız.
Balıklama dalıp başladığımız dostluklar ve sevgiler, sizin kalben duruşunuza rağmen karşımızdaki insanlar tarafından gelişigüzel bir dostluk veya sevgi olarak görülerek başlanıp sonrasında da bitirilebilir.
Ya da dostluk ve sevgi verdiğiniz insanın çevresindekilerin iki tarafın kalben başladığı dostluk ve sevgiden rahatsız oluşu ve taraflardan birinden elde ettiği kendi menfaatlerinin sıkıntıya gireceğini görerek bu dostluk ve sevginin bitmesi için yakın olduğu tarafı karşısındaki insanla ilgili yanlış bilgilendirerek sonlanmasına sebep olmasıyla sonuçlanabiliyor.
Daha da kötüsü ise dostluk veya sevgi verilen insanın maddi manevi menfaatleri ile başlamış olan dostluk ve sahte sevgisi.
Sebeplerine baktığımız zaman dostluklar ve sevgiler bazı beklenmeyen şartlardan da başlayabiliyor ve sonu taraflardan birisi için hüsran ve maddi manevi zararlarla bitebiliyor.
Bütün bu hızlı başlayış ve tükenişlerden zarar görmek istemiyorsak dostluk ve sevgi başlayışlarını sakin kafayla acele etmeden karşımızdaki insanı iyi inceleyerek etüt ederek başlamalıyız.
Tüketimin en fazla zarar verdiği insan ruhumuzu ve kalbimizi korumak üzmemek için gömlek değiştirir gibi zihniyette olan ya da maddi manevi istismar peşinde olan insanlardan uzak kalarak olur.
Gönlünüz ve kalbiniz size her türlü zarar verici tüketimden uzak olsun.