Önceki gün Van’da meydana gelen 7.2’lik deprem yüreğimizi dağladı.
Tıpkı diğer afetlerde olduğu gibi.
Ancak anlaşılan o ki depreme sevinenler de var.
Dün bu konuda Ahmet Hakan çok güzel bir yazı kaleme aldı. Hakan’ın ele aldığı yazıyı okuyunca tüylerim diken diken oldu. “Bize ne olmuş” demekten kendimi alamadım. Bu nedenle konuya dikkat çekmek için ben de bugün depremden sonra yaşanan olaya değinmek istedim. Art niyetli kişilerin hevesleri kursağında kalsın diye.
Evet, Van’da meydana gelen deprem hepimizi, bütün insanlığı yaralamış olmalı.
İnsanım diyen, vicdanı sızlayan herkes eminim ki yaralanmıştır.
Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bazı çevreler daha doğrusu bazı faşistler bu olaydan keyif aldılar.
Bunu da sosyal paylaşım sitelerinde yorum yaparak açık açık dile getirmekten geri kalmadılar.
Depremi teröre bağlayanlar bile oldu.
Hatta “24 şehit askerin intikamı alındı” gibi yazılar da yazıldı.
“Ağlama sırası onlarda” diyerek kendince Kürtler’den intikam alındığını belirtenler de oldu.
Bunu fırsat bilip faturayı Hükümete ve Deniz Feneri ile ilişkilendirenler de kendini gösterdi.
Kısacası acımızı bile birlikte yaşayamıyoruz.
Doğu-Batı, Türk-Kürt gibi basit söylemlerle birilerinin ekmeğine yağ sürdüğümüzün farkında mıyız?
Biz değil miyiz bin yıldır birlikte yaşayan?
Biz değil miyiz savaşta aynı cephede omuz omuza düşmana karşı çarpışan?
Bizim atalarımız değil mi Çanakkale’de birlikte, koyun koyuna yatan?
Biz değil miyiz birbirimizden kız alıp veren.
Biz değil miyiz et ve tırnak gibi olan?
Bu gerçekler varken nasıl oldu da birbirimize düşmancı görüyoruz. Deprem değil, depremden sonra yaşananların izleri uzun süre silinmeyecek gibi.
Son olarak 7.2’lik depremin ardından Habertürk’te canlı yayın yapan Duygu Canbaş’ın sözleri sanırım ne demek istediğimi anlatmaya yeter. Canbaş, canlı yayında depremle ilgili bilgileri paylaşırken “Deprem her ne kadar Van’da da olsa hepimiz üzüldük” dedi. Bunun üzerinde yorum yapmayacağım. Yorumu size bırakacağım. Ancak aslen Vanlı olan Fatih Altaylı’nın Genel Yayın Yönetmeni olduğu bir televizyonda böyle bir konuşmanın yapılması olayın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.