Üzgünüm. Bu ülkenin bir genci olarak geleceğimizle ilgili bugün alınmış olan, iyi gibi görünen ancak bedelini bu gençlerin ödeyeceği bir karar alındı dün: EYT! Hem muhalefet hem de iktidarın seçim çalışmalarında en önemli başlık olarak ele aldığı EYT'de önceki gün olumlu haber geldi ve SGK önlerinde kilometrelerce kuyruk oluştu. Bugün bunu alkışlayan kim varsa gününü düşündüğü için alkışıyor ama bu gençliğe bedeli çok ağır olabilecek bir gelecek bırakıldı.
Bakıldığında herkes için "İstihdam sağlanacak nasıl kötü?" düşüncesi hakim. Gelin kısa bir süreliğine geçmişe gidelim. Yıllar 1990 başları EYT kararı alınıyor ve birçok kişi bunu kutluyordu. Maalesef yıllarca sadece SGK prim ödemesi alıp hazineye aktarılan paraya sahip olan SGK ise bu yükü karşılayamayarak batıyordu. En iyi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bilir o süreci. Bir dönemin gençlerinin geleceğine ket vurulmuştu o günlerde. Bedelini ise 2000'li yıllarda ödediler.
İktidarı ve muhalefetiyle beraber bayram havası var EYT çıkarıldığı için. Gençlik mezara gömüldü... EYT ve emeklilere verilen ücretin hazineye yükü ise tamı tamına 13 milyar lira. EYT+emekleri ücretleri=asgari ücret olarak hesaplansın. Memura gelecek olan %55 zam ile beraber bu ödemeler nasıl yapılacak aklı başında bir siyasetçi çıkıp bunu açıklamalı. Darphane para basmaktan kağıt yetiştiremiyordur. Vay efendim sonra neden ev fiyatları aldı başını gidiyor, ekmek nasıl 5 lira olur.
Yakın tarihte ekmeği 15-20 liradan sütü 150-200 liradan alırken bunları halay çekerek kutladığınız günleri hatırlamanızı temenni edeceğim. Ülkenin gençlerine borç ödeteceksiniz hem de 100 yıl boyunca. Girilen yükün karşılanması mümkün değil. Şunu da araya sıkıştırayım maalesef ki 2023 seçimlerini AKP küskünleri ve MHP'den kopanlar belirleyecek. Azımsanacak bir oran değil bu %20'lerden bahsediyoruz.
Şimdi hakkını savunmamı bekleyen bir kişiye şunu anlatmak istiyorum. Neden EYT bu ülkenin geleceğini çaldı bunu anlatacağım.
-"Ben 7 bin gün prim ödedim sen ne diyorsun ya?" elbette bu cümleyi söyleyenler olacak ancak buyurun şöyle anlatayım.
1990'lı yıllara gelene kadar emeklilik ile ilgili hiçbir sorun yoktu. Çünkü devlet neredeyse 30 yıl boyunca yalnızca ödeme aldı ve herhangi bir ödeme yükü yoktu. Bu paralar ise hazineye devredildi ve diğer alanlarda kullanıldı. Yıllar 1990'ı gösterdiğinde primlerini yatıran milyonarca insan bir anda emekli oldu ve devlet nefessiz kaldı. Bu sorunu para basarak çözeceğine inandı ve bastıkça bastı. 2000'li yılların temeli atıldı.
Bugünlerde emekli olan büyüklerimin ise tıpkı yukarıdaki gibi tepkileri var ancak şunu anlamıyorlar yıllarca ödedikleri para şu an için onların birikmişi değil. Maalesef yine para geçmiş dönemden gelen ödemelere harcanıyor ve yatırılan her para bir saadet zinciri gibi dağıtılıyor. Yani benim bugünkü prim ödemelerim sayesinde sizden önce emekli olanlar maaş alabiliyor. Bugün EYT kararı sonrasında ise benim ödemelerim artık yetmiyor ve para basılması gerektiği ortaya çıkıyor. Darphane göreve!
Basılan para yüzünden enflasyon artıyor bugün 25₺ diye kızdığınız bir sütün litresini 200₺'den almanıza çok az kaldı. İşte benim geleceğime bu şekilde darbe vurdunuz. Suçlu siz değilsiniz ancak gerçekleri sizlere anlatmayan kıymetli siyasetçilerimizde diye düşünüyorum.
Bunu ise şöyle eleştireceğim. Bugün bir genç üniversiteden mezun olduktan sonra ortalama olarak 40.000₺ bandında borçlanıyor. Hayata adımı atmadan borç altına giriyor. Bedelli askerlik deseniz keseye sığmayan paralar istenilecek deniliyor 150.000₺... Yıllarımızı almayın diyerek yalvarmak geliyor elimizden. Lübnan ve Arjantin olma yolunda ilerliyoruz ve buna engel olmak isteyen bir insan yok.
Niye emekli oldunuz demiyorum. Niye bu kararları alanlar gençlere yük bindirdi, madem seçim yatırımı değildi neden daha önceden yapılmadı diyorum.