Futbol tartışma programlarının hiçbirisini izlemiyorum.
Yok o pozisyon ofsayttı, bal gibi de penaltıydı, ceza sahasının içinde değil ceza çizgisine yok şu kadar santim geride kendini yere bıraktıydı, teknik direktör yanlış oyuncu değişikliği yaptı, kartın rengi sarı-kırmızı olmalıydı, hakemin gözleri önünde oldu, hakemin penaltı kararı doğru, bir kulüp başkanı böyle konuşur mu ve hakem penaltı kararında haklıydı derken maalesef bu benim kendi düşüncemdir ki ülke futboluna yarardan çok zarar vererek çökerttiler.
Futbol takımı tutar gibi ülkemizde siyasetin geldiği şu son durum da buna benzer.
Futbola düşkünsek bir o kadar fazla da siyaseti seviyoruz.
Karşılıklı açıklamalarda seviye o kadar düştü ki onları hayretler içinde izliyoruz.
Öncelikle insan olarak iyi, ahlaklı insan olmalıyız.
İnsanların davranışlarındaki bozukluk, öncelikle kendilerine zarar vermekle birlikte, etik sayılmayan davranışların insanın yakın çevresine dolayısıyla mesleklerine de olumsuz yansıması olur.
Kişiler yaptıkları yanlışlığın büyüklüğüne göre mesleklerini ve meslektaşlarını da zarara uğratmaktadırlar. Şayet bir meslek içindeki olumsuzluklar çoğalırsa ve düzeltme yolunda bir çaba gösterilmediği izlenimi varsa o meslek grubunun da etik yönden sorgulanması gerekir.
Siyaset yapanlar nezaketten uzak bu ve buna benzer söylemleri sürdürdüğü sürece her meclis toplantısında kimi zaman görüyoruz, uzak doğu ülkelerinin meclislerindeki gibi herkes birbirine girer, diğer ülkeler de bizi ağzı açık izler.
Siyaseti çok seviyoruz ya bilen de bilmeyen de sakallarını avuçlayarak konuşuyor. Karşılıklı, siyasi liderlerin söz düellosu yerelde de olanca hızıyla sürüyor.
Antalya’da siyasi partilerin eski ve yeni yöneticileri olsun, meclis üyesi hatta seçilmiş veya seçilememiş belediye başkanlarının ilk başvurdukları yer sosyal medya.
Sosyal medya hesaplarından açıklamalar yapıyorlar. Haliyle teknolojiyi çok iyi kullandıklarını söyleyebilirim. Neden basın toplantısı düzenlesinler ki. Şöyle düşünüyorlar, “Nasıl olsa sosyal medyadan açıklamamı haberleştirirler.” Oysa ki gazetecinin yönelteceği o kadar çok soruları var ki yanıtlanamıyor.
Futbol, siyaset ve medyada durum bu.