Anayasa’yı değiştirerek rejim değişikliğine gitmek, zaman zaman yaşanan terör olayları nedeniyle arka planda kalsa da uzun zamandır gündemimizde…
Mevcut iktidarın önerisiyle gündemimize giren ancak muhalefetin yüksek direnci nedeniyle bir türlü hayata geçirilemeyen Anayasa değişikliği ile hedeflenen rejim değişikliğinde en çok aklımızda kalan ise hiç şüphesiz Başkanlık sistemi…
Başkanlık sistemi, iktidara göre Türkiye’yi çağdaş dünya ile aynı merkezde buluşturacak, daha da gelişmesini sağlayacak bir model.
Ana muhalefet partisi CHP’ye göre diktatörlük, tek adamlık isteği, MHP’ye göre ise ülkenin bölünüp parçalanması yolunda atılacak önemli bir adım…
Peki gerçekte Başkanlık sistemi nedir ?
Niye sistemsel bir değişiklik ihtiyacı ortaya çıkmıştır ?
Bununla arzulanan nedir ?
Hedeflenen yeni sistem toplumun daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ihtiyacına cevap verebilecek midir ?
Bunları anlatan da, üzerinde tartışan da yok…
Vatandaş zaten siyasilerin polemikleri üzerinden bakıyor meseleye. Yani çıkın sokağa önünüze gelene sorun ‘nedir bu Başkanlık sistemi’ diye, ne dediğimi daha iyi anlarsınız…
Oysa sistemin dünya üzerinde uygulandığı birçok ülke var. Bu örnekler üzerinden değerlendirmeler yapılabilir, Türkiye’ye uygun olup olmadığı bu açıdan tartışılabilirdi. Sistemi isteyen niye istediğini, istemeyen de hangi gerekçe ile istemediğini net bir şekilde ortaya koyabilirdi. Lakin bizde maalesef bunlar olmuyor. Yapılan eleştiriler tamamen siyasi saiklerle yapılıyor ki bu da meseleyi özünden uzaklaştırıyor.
Nitekim iktidar partisi Anayasa değişikliği noktasında muhalefet partileriyle uzlaşmanın imkansız hale geldiğini görünce yeni bir planı devreye soktu; ‘Partili Cumhurbaşkanlığı’..
Bakın göreceksiniz bu da tartışılmayacak. ‘Nedir bu Partili Cumhurbaşkanlığı, uygulandığı bir ülke var mı, ne getirir, ne götürür’ü kimse sormayacak. Sormuyorlar da zaten. AK Parti kanadı bundan söz eder etmez muhalefet yaygaraya başladı bile. CHP kanadı öneriyi tartışma gereği bile duymadan hemen etiketi yapıştırıverdi; Cumhuriyete ihanet…
Oysa Partili Cumhurbaşkanlığı modelinin de dünyada örnekleri mevcut.
Aslında bu bir nevi yarı Başkanlık sistemi…
Fransa’da uygulanan sisteme çok benziyor. Üstelik Anayasa’da, siyasiler arasında uzlaşmayı imkansız kılan değişikliklere de gerek yok. Bazı maddelerde küçük birkaç rötuş sistemin uygulanmasının yolunu açabilecek.
Bu ifadelerimden Partili Cumhurbaşkanlığı modelini benimsediğim veya savunduğum anlamı çıkarılmasın. Benim savunduğum şey net olarak şudur; Başkanlık, Yarı Başkanlık, Partili Cumhurbaşkanlığı veya başka bir sistem. Adı, işlevi her ne olursa olsun bunları kamuoyu önünde tartışmaktan, didiklemekten korkmayalım.
Amaç eğer gerçektende toplum olarak daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi, daha fazla insanca yaşam ise bunları sağlamak için ‘en iyisini’ bulmaya hep birlikte gayret edelim. Başkanlık sistemi ile ‘tek adamlık’ veya ‘diktatörlük’ endişesi taşınıyor ise söz konusu sistemde bunlara engel teşkil edecek güvenlik bariyerleri inşa edelim.
Sonuçta sistemleri insanlar yaratıyor.
Değiştirilemez ilahi manzumeler değil.
Alırız bir modeli kendi ülkemize, kendi insanımıza, kültürümüze, coğrafyamıza, psikolojimize uygun bir hale getirir sonra uygulamaya koyarız.
Yeter ki herkes iyi niyetli olsun…
Sevgiyle kalın..