Artık Türk siyasetinde fenomen olan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran’da yine sandıktan birinci çıkarak 16 yılda 13’üncü zaferini kazandı…
Kolay ve sıkça görülen bir şey değil.
Türk siyasi tarihinde bir örneği yok.
Dünyada var mı bilmiyorum ama olduğunu sanmıyorum. 16 yıl boyunca iktidarda kalacaksınız, iç ve dış mihraklar sürekli üzerinize gelecek ve 16 yıl boyunca girdiğiniz her seçimi kazanacaksınız…
Ananelerimizde, bükemediğin bileği öpmek vardır. Muhalefetin bundan sonra yapması gereken de bence budur. Recep Tayyip Erdoğan kalibresinde bir lider olmadığı, AK Parti ayarında bir siyasi oluşumun bulunmadığı gerçeğini kabullenmek muhalefet için belki bir dönüm noktası olabilir. Bundan sonra söylenecek her söz lafügüzaf olmaktan öteye gitmez. Seçim öncesi başlayan ve sonrasında da devam edeceğe benzeyen ‘oy hırsızlığı’ gibi iddialarla, şaibe yaratma girişimleriyle bir neticeye varmak da mümkün değil. En yakın rakibine 10 milyon oy fark atmış bir lidere/partiye olsa olsa şapka çıkarılır…
24 Haziran seçiminde ortaya çıkan sonuç bir kere daha göstermiştir ki, Türkiye’nin iktidarı AK Parti, lideri de Recep Tayyip Erdoğan’dır…
Bu seçimin ikinci başarılı ismi ise hiç şüphe yok ki, CHP adayı Muharrem İnce’dir. İnce, kısa süreli kampanyasına 100’ün üzerinde miting sığdırarak olağanüstü bir performans sergilemiş ve partisinden yaklaşık yüzde 9 fazla oy almayı başarmıştır. Bu durumun önümüzdeki süreçte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu tehdit edeceği aşikar. Nitekim Kılıçdaroğlu-İnce arasındaki başkanlık yarışının yeniden kızışacağı daha şimdiden kulislerde konuşulmaya başlandı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında hayal kırıklığı yaşatan ise İYİ Parti Lideri Meral Akşener olmuştur. Akşener’in oylarının partisinin aldığı oyların gerisinde kalması da gösteriyor ki, İYİ Parti’de önemli bir kitle Cumhurbaşkanı adayı olarak Akşener yerine Muharrem İnce’yi tercih etmiş. Nitekim Antalya yerelinden örneklersek; Antalya’da CHP’nin aldığı oy 430 bin 580. Sandıktan Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye çıkan oy ise 558 bin 46. Fazla oyların bir bölümünün İYİ Parti’den geldiği düşünülebilir. Aynı durumu HDP’de de görüyoruz. Antalya’dan Selahattin Demirtaş’a aday olarak verilen oy 58 bin 956. HDP’nin aldığı oy ise 108 bin 83. Yaklaşık 50 bin oy muhtemelen Muharrem İnce’ye verilmiş. Sonuçlarda dikkat çeken bir başka nokta ise MHP tabanında belli bir kitlenin Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ı tercih etmemiş olması. Şöyle ki; Antalya’da AK Parti’ye çıkan oy 515 bin 638. MHP’nin aldığı oy da 149 bin 448. Toplamda 665 bin 86 ediyor. Oysa Erdoğan’ın aday olarak Antalya’da aldığı oy, 616 bin 20. Yani iki partinin toplamından yaklaşık 50 bin oy eksik. İttifaka dahil Büyük Birlik Partisi’nin oylarını hesaba dahi katmıyorum. Bu da MHP tabanındaki Erdoğan karşıtlığı tezimizi destekliyor.
Öte yandan, ülke genelinde beklentilerin altında kalmış olsa da Antalya’da İYİ Parti’nin oldukça güzel bir sonuç aldığını söylemek mümkün. AK Parti, CHP ve MHP’nin 1 Kasım 2015 seçimlerine göre oylarını düşürdüğü bu seçimde İYİ Parti’nin yüzde 16 oranında oy almış olması, kentte siyasi aritmetiğin bir hayli değiştiğinin göstergesi. Girdiği ilk seçimde 3 milletvekilliği kazanan İYİ Parti’nin bundan sonra Antalya siyasetinde söz sahibi olacağı söylenebilir. Bu başarıda en büyük pay sahibi ise hiç kuşku yok ki, İl Başkanı Nizamettin Sağır ve ekibidir.