İktidar gerekli tedbirleri almasına ve ilk hızını kaybetmesine rağmen ‘ABD’ merkezli döviz operasyonunun olumsuz etkileri hala devam ediyor. Çarşı, pazar alev alev. Marketlerde akla gelen tüm ürünlerin fiyatları ikiye katlanmış durumda. Bunu en iyi, ailelerde alışveriş işini yüklenmiş kadınlarımız biliyor/görüyor. Kriz fırsatçıları her yerde karşımıza çıkıp duruyor. Hal böyle olunca da paranoyalarımız tavan yapmış durumda.
Tabi meseleyi sadece ‘Tuta’ya bağlamak da çok doğru olmaz. Yukarıda vurguladığım gibi tarım sektörünün üretim noktasında ciddi sorunları var. Üretim girdileri her geçen gün katlıyor. Mazotu, gübresi, ilacı, işçi parası, tarla kirası vs. derken onlarca kalem var girdileri şişiren. Ayrıca ürün tarladan çıkıp pazarlara, yani tüketiciye ulaşıncaya kadar birkaç el değiştiriyor ve her aşamada fiyat katlanıyor. Tüm bunlara bir de döviz dalgalanması eklenince işin şirazesi iyice bozuldu. Belki bu zamlarda direkt olarak ‘döviz’ etkisi olmasa da psikolojik bir etki olduğu muhakkak.
Peki ne yapmak gerek ?
Bu noktada söylenecek şey çok aslında ama özetleyecek olursak; Burada devlet erkinin devreye girmesi ve üreticiyi kooperatifleşmeye yönlendirmesi şart. Çiftçi ürettiği mamulü kendi paketleyecek ve aracısız olarak tüketiciye ulaştıracak. Tabi maliyet girdilerinin azaltılması da mutlaka gerekli. Bu sorunun en kestirme çözümü bu. Emeğinin karşılığını alamayacaksa çiftçi niye uğraşsın, niye üretsin ?