Dün Antalya Ticaret Borsası’nda, bu yıl 12’ncisi gerçekleştirilecek Çiçek Festivali’yle ilgili tanıtım toplantısı vardı. Çiçek Festivali, toplam 85 milyon dolarlık ihracat hacmine sahip, yaklaşık 300 bin kişinin istihdamına katkı sağlayan çiçek sektörünün ‘hasat şenliği’ olarak 2005 yılından bu yana yapılıyor. Çiçek üretimi ve ihracatında ülke genelinde önemli bir paya sahip olan Antalya’nın ev sahipliği yaptığı festivalin mimarları da, bugüne kadar ortaya koydukları projelerle, “Bu adamlar işi biliyor” dedirten, Ali Çandır-Osman Bağdatlıoğlu ikilisi…
Biri, Antalya Ticaret Borsası’nın, diğeri Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin başkanı…
Antalya’da ‘güzel ve sürdürülebilir’ bir etkinlik varsa, altında bu muhteşem ikilinin imzası mutlaka vardır. Örnek vermek gerekirse; son yıllarda yöresel ürünleri trend haline getiren, farkındalık yaratan ve bu yıl 7’ncisi gerçekleştirilecek olan YÖREX Fuarı, bir Ali Çandır ürünü. Keza, geçtiğimiz günlerde açılışı yapılan, Türkiye’nin ilk botanik EXPO’sunun Antalya’ya kazandırılması noktasında büyük pay sahibi olan yine bu ikiliydi…
Üstelik bu ikili, EXPO kazanıldıktan sonra işin icra kısmına dahil bile edilmedi.
Antalya’nın dinamikleri bu önemli organizasyonda resmen devre dışı bırakıldı. Çıkarılan yasayla kurumları temsilen bazı isimler yönetime dahil edildiyse de bu kişilerin önerileri de dikkate alınmadı. Son sözü, son kararı hep Ankara söyledi, genel sekreter de uyguladı…
Böyle olunca da EXPO güdük kaldı…
Açıldıktan sonra neredeyse bir aya yakın bir zaman geçti ama Antalya’da EXPO’nun esamesi okunmuyor. Sözüm ona dünyanın en büyük 3’üncü organizasyonu ama Antalya yaşayanları farkında bile değil.
Çünkü EXPO halkla bütünleştirilemedi.
Başından beri defalarca yazdık, her platformda dile getirdik. İçerisinde halkın olmadığı, halkın benimsemediği bir etkinlik başarılı olamaz…
Nitekim sonuçları ortada…
EXPO yönetimi tarafından yapılan açıklamaya göre EXPO’yu ilk gün 35 bin civarında kişi ziyaret etmiş. Yahu EXPO’nun yanında esamesi bile okunmayacak YÖREX’i dahi geçen yıl ilk gününde 32 bin civarında insan ziyaret etmişti.
Yani demem o ki, dağ resmen fare doğurdu. O 8 milyon, 10 milyon ziyaretçi beklentileri hayal oldu. Açıldığından bu yana toplamda kaç kişi geldi, bunlardan ne kadarı yabancı. Sırf EXPO’yu görmek için yurtdışından gelenler oldu mu merak ediyorum doğrusu…
Merak ettiğim başka şeyler de var EXPO ile ilgili ancak hiçbirisine yanıt bulamıyorum. Çünkü EXPO alanına dahi gidemiyorum. Bu dev etkinliğin başındaki icracı kişiler yüzünden EXPO alanına basın mensubu olarak giremiyoruz. Devletin bize verdiği Sarı Basın kartlarımızın bu kişiler nezdinde pul kadar değeri yok. Gitmek istiyorsan her seferinde akreditasyon yaptıracaksın. Hem de öyle böyle değil, bayağı detaylı bir talep formunu doldurarak. Kimden ne saklanıyor, bu uygulama ile ne yapılmak isteniyor anlamak mümkün değil. Basından, daha doğrusu yerel basından bekledikleri tek şey ise kendi servis ettikleri haberlerin yayınlanması.
Kısacası, ‘siz gelmeyin, biz ne gönderirsek onu yayınlayın yeter’ diyorlar…
Böyle olunca da şehir, şehirde yaşayanlar EXPO’dan bihaber oluyor.
Başa dönecek olursak, EXPO 5 ay sonra bitecek ama Ali Çandır-Osman Bağdatlıoğlu ikilisinin öncülüğünde bu yıl 12’ncisi gerçekleştirilecek olan Çiçek Festivali daha uzun yıllar devam edecek. Hedef bu muhteşem festivalin uluslararası hale getirilmesi. Tabi bunun için önce festivalin kurumsallaşması gerekiyor. Festival komitesinin de bu yönde gayretleri var. Tabi bunda yine en büyük iş siyasetçilere düşüyor. Çünkü uluslararası kimliğe bürünmesi ve sürdürülebilir olması için siyasi destek şart. Dün festivalle ilgili tanıtım videosunu izlerken, geçmişte festivale katılmış bir çok siyasetçinin konuşmalarını da dinledik. Hepsinin de ortak temennisi uluslararası olması yönündeydi.
Bu söylemler artık icraata dönüşecek mi, bekleyip göreceğiz…
Sevgiyle kalın…