Bir arkadaşımın abisi vardı, doğuştan engelli.
Hep merak ederdim, nasıl bir duygu engelli olmak.
Üzerlerine odaklanan bakışlardan nasıl etkileniyorlar mesela?..
Günlük yaşamda karşılaştıkları zorluklarla nasıl baş ediyorlar.
İsyan var mı, öfke var mı?..
Sordum bir gün, anlattı; “Çocukluğumdan beri her şey zordu, hele insanların bakışları... Çocuklar şaşkın şaşkın bakar, ‘Anne, bu niye böyle?’ diye sorardı. En çok da verilen cevaplar üzerdi beni. Kimisi, ‘Annesinin lafını dinlememiş böyle olmuş’, kimisi ‘Allah çarpmış’ derdi. Bunlar hala bilinçaltında bir yerlerde saklı duruyor. Çocukların dalga geçmesi, vücudumun şeklinden dolayı beni bazı hayvanlara benzetmelerini filan hiç saymıyorum bile. Eve döner gizli gizli ağlardım. Sırf bedensel engelim yüzünden çocukluğumun önemli bir bölümünü evde geçirmek zorunda kaldım. Kardeşlerim dahi belli bir süre benimle evde kalır, sonra sıkılıp dışarı çıkarlardı. Ergenlik daha da kötüydü. Yaşıtlarım kız-erkek arkadaşlarıyla flört edip arkadaş gruplarıyla gezmeye giderken ben yine ve hep yalnızdım. Okulda ya da sokakta karşılaştığımızda benimle konuşurlar ancak bir yere giderken çağırmak akıllarına gelmezdi. Çünkü ben onlar için sadece okulda katlanmak zorunda kaldıkları bir varlıktım. Açık açık dışlamazlardı ama içlerine de almazlardı. Çocukluğumda zaman zaman ‘Niye böyleyim’ diye sorduğum, isyan ettiğim anlar oldu ancak zamanla kabullendim. Başka çarem yoktu zaten. Kabullendikçe hayatımın daha kolaylaştığını gördüm. En büyük üzüntüm de benim ailemin her şeyimle ilgilenmek zorunda kalması, benim yüzümden yaşam alanlarının daralması...”
Dedik ya, engelli olmak zor. Lakin engelli bir bireye sahip ebeveyn olmak da çok zor. Arkadaşımın abisinin vurguladığı gibi eğer evde bir engelliniz varsa siz de bir nevi engellisiniz demektir. Sosyal hayatınızın sınırlarını belirleyen tek unsur o engelli bireydir. Her şeyinizi O’na göre dizayn etmek zorundasınızdır…
Dün Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Engelli Molaevleri’ afişini gördüğümde arkadaşımın abisinin anlattıklarını hatırladığım gibi ‘Engelli Molaevi’ projesinin ne kadar önemli bir hizmet olduğunu da bir kez daha idrak ettim. Okurlarımız daha önceki yazılarımızdan da hatırlayacaktır, oldum olası belediyelerin ‘insana dayalı’, bizzat insana temas eden hizmetlerini çok daha fazla önemserim. Büyükşehir’in Antalya sevdalısı başkanı Menderes Türel’in Antalya’yı ‘engelsiz kent’ haline getirme yolunda hayata geçirdiği ‘özel’ projelerden biri olan ‘Engelli Molaevleri’ engelli ailelerine nefes aldırıyor. Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile Antalya’da hayata geçirilen 3 molaevinde uzman kadrolar engelli bireylere ve ailelerine hizmet veriyor. Aileler engelli çocuklarını yalnız bırakma korkusu olmadan bu uzman kadrolara emanet ederken, özel işlerini halletme ve az da olsa sosyalleşme olanağı buluyor. Bu arada çocukları da rehabilitasyon hizmeti alıyor. Kendini dört duvar arasında hapsolmuş hisseden engelli birey mola evlerinde sosyalleşip, becerilerini geliştiriyor.
Ne kadar önemli bir hizmet olduğunu anlayabilmek için empati yapmak, engelli yakınları nedeniyle yıllarca ‘kısıtlı’ bir yaşam sürmenin zorluğunu idrak etmek gerek.
Bu güzel ve anlamlı projeyi hayata geçiren Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve onun şahsında emeği geçen herkese buradan bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.